Kırmızı lacivert Dahilikle, delilik arasındaki ince çizginin ne tarafına geçeceğine karar veremeyen Kalli "İlk kadro deneme turlarına" F.Bahçe maçında da devam ediyor, Sabri'den ön libero yaratıyor, takımın tek uzunu Servet'e duran top kullandırarak kamera şakası yapıyordu. Alex ve Semih maçın başında bu şakayı G.Saray için acı sonuçlandırıyordu. Ama F.Bahçe geriye yaslanıp kontra arayınca G.Saray da Deivid'in kanadından Arda ile geliyordu. Gol sonrası rakip ceza alanında çoğalamayan F.Bahçe, hücuma hızlı ama yana doğru paslarla çıkan G.Saray'a pozisyon vermiyordu. G.Saray çok şut atıyor, F.Bahçe savunmasından dönen topları alıyor ama F.Bahçe için asıl tehlike kullandığı dönen toplardan sonra gelişen hızlı G.Saray atakları oluyordu. 25. dakikadan sonra dengelenen oyunda çok fazla faul, hakemin kartlarda stardardı tutturamaması, aşırı gömülen F.Bahçe savunması, baskılı G.Saray ama gol kaçıran F.Bahçe, ilk yarının özeti oluyordu.
1 gol için üzgünüm! Bu maç için gergin olan Uğur-Vederson değişikliği doğru karardı. 45-50 arası Semih ve Aurelio'nun kaçırdığı goller F.Bahçe'nin rahatlığını engelliyordu. Kötü oynayan Deivid'e tahammülünün hediyesi de Zico'ya F.Bahçe'nin golü oluyordu. Dünkü yazımda "İlk yarıda 1 gol olur, 25'ten fazla faul olur, duran toptan gol olur, 5 sarıdan aşağıya olmaz, bir tanesi kırmızıya döner, topla daha az oynayan kazanır, F.Bahçe 2-1 alır" demiştim. Yanlış yazdığım bir gol için özür diliyorum. Bu maçta Selçuk ve Aurileo'nun muhteşem oyunu, gol sonrası Deivid'in kendini attırmasını ve Alex ile Kezman nedeniyle adeta 8 kişi oynalan F.Bahçe'nin gol yemesini engelliyordu. Maç sonunda sarmaş dolaş ayrılan futbolcular kırmızı lacivert dostluğu gösteriyorlardı ki, benim için en önemlisi buydu.