İyi, kötü, çirkin Takım olmanın şartları, birlikte düşünmek, yardımlaşmak, yanındaki arkadaşını tanımak, anlamak. Beşiktaş'ta bunların hiçbiri yok. Herkes ayrı telden çalıyor. Futbolun en temel bilgilerini dahi unutmuş gibiler. Kimse attığı topun arkasından bakmıyor. Top geri mi dönecek, tekrar kendisine mi dönecek bunları hesap eden yok. Herkes birilerinin takımı kurtarmasını bekliyor fakat kurtarıcı olmak için çaba harcayan hak getire. Arkadaşın topu alıp içeriye giriyorsa ve sen onun arkasındaysan, koşu yapacaksın, boş alan yaratacaksın, bir rakibi peşine takacaksın v.s... Bobo kafaya sıçradığı anda, Delgado, Serdar, Higuain ya da başka bir Beşiktaşlı topun savunmanın arkasına düşeceği ihtimalini göz önünde bulundurup arka bahçeye koşması gerekir. Koşmuyorlar, seyrediyorlar. Başka bir arkadaşı hava topuna çıkınca Bobo da seyrediyor. Beşiktaş savunmasından dönen toplar Bursasporlu oyunculara gidiyor, Bursa savunmasından dönenler de öyle. Peki Beşiktaşlı futbolcular nerede? Yoklar...
Şans ve Delgado İki pas üst üste yapan yok. Savunma kendi arasında yardımlaşıyor, orta saha da o bile yok. İleri ikili zaten tek kelimeyle felaket. Bobo siyah, Huigain beyaz. Bu kadar farklılar. Oysa birbirlerini tamamlamaları gerekir. Orta saha bomboş. Serdar, Delgado, Tello ve Cisse bile ikili mücadelelerde yok. Herkes ayağına top bekliyor. Bir takım düşünün son birkaç dakikaya kadar kaleye atılan şutu, doğru-düzgün bir tek pozisyonu yok. Kimsenin beğenmediği Baki canla başla çalıştı, Delgado ve Tello da top ayaklarına gelince dostlar alışverişte görsün misali takıldılar. Hazırlık pasları göremedik, kontratak izlemedik, orta alanda üst üste yapılan üç pas sayamadık. Her halde rakibin tekmelerinden sindi Beşiktaşlı futbolcular. Pısırık bir görüntü sergilediler. Koca maçta üst üste doğru hareketlerin yapıldığı tek dakika 82'ydi. Serdar götürdü, Delgado'ya verdi ve Arjantinli tıpkı geçen hafta olduğu gibi krıtik bir gol daha atmayı başardı. Bursasporlu oyuncular hırslı ve istekliydiler ama bu hırslarını daha çok tekme atarak gösterdiler, futbol oynayarak değil. Sonuç olarak Beşiktaş, kötü bir gününde, zorlu bir deplasmanı kayıpsız geçtiyse; bunu en başta şansına sonra da Delgado'ya borçlu. 90 dakikalık vasat mücadelede iyi bir atakla gelen güzel bir gol, kötü bir hakem ve çirkin tekmeler izledik.