Favoriler ne kadar sıklıkta kazanır? "Gürkan abi, n'olur 4 banko maç verir misin?" Son 2 yılda aldığım maillerin yarısı böyle başlıyordu. Türkiye'de, maç öncesi karşılaşmaları yorumlamaya başlayan ilk adam olarak başladığım ve asıl amacımın mücadelelere etki edebilecek faktörleri önceden saptayabilmek olduğu yolda, seneler ilerleyince iddaa sektöründeki gelişmeye kayıtsız kalamadım. Sonuçta da, aynen Türk televizyonlarının ilk 'Analitik-istatistik spor programını' yani Lig TV'deki Futbolmatik'i yapan ilk adam olduktan sonra, bu kez de iddaa programım İddialı Yorum'u Show TV'de yapan ilk adam oldum. Benden sonra nasıl ki istatistik yapanlar çoğaldı ise iddaa programları da patladı.
İçlerinden bizim Fotomaç ekibi ile birkaç tane diğer ekibi ayırıyorum ama çoğunluğu "bilgi ve araştırma" yokluğu içinde olan kişilerce yapıldı ve yapılıyor. Ben ve Kubilay Analiz Ekibim, inanılmaz açılardan bakarak dünya liglerini tarıyoruz. Şu anda 100'ün üzerinde dünya liginden çok ayrıntılı bir şekilde haberimiz var. Bu konuda kimse kusura bakmasın ama tevazu da gösteremiyorum, belki de dünyada en iyi konumda olan, "Bilgi veren" ekiplerden biriyiz. Bu sayede, sadece istatistikleri değil, Tello'nun eşinin en sevdiği çizme rengi ile Carlos'un plaj voleybolu için nasıl yanıp tutuştuğunu dahi biliyoruz. İşte size aşağıda, dünyanın hiçbir yerinde bulamayacağınız bir araştırmam daha. Burada yaptığım şu, dünyanın bütün analiz şirketlerinin maç öncesi favori gösterdiği takımların, favori gösterildikleri maçlarda nasıl sonuç aldıklarına baktım. Çok uzun süren ama şahane sonuç veren bir araştırma oldu. Sonuç , son derece ilgi çekici idi. Aslında bu sonuç, iddaa şirketlerinin neden olduğu gerçeğini de gayet güzel gözler önüne seriyordu. Bu sonuçlar ne mi idi?
1) Dev diye tanımladığımız takımların, favori gösterildikleri maçlarda bile kazanma oranları % 62-88 aralığında değişiyordu. Ortalaması ise yaklaşık % 70'ti. Yani, sizin banko diye yazdığınız her 100 maçın 30 tanesinde yanılmaktaydınız. Bu yüzden, tırnakları yeme oranınız artıyor, bu nedenle, "Abi olacak iş mi yaaa, tam 270 YTL kazanacakken Villareal sattı beni!" çığlıklarınız artıyordu.
2) Favori gösterildiği maçlarda dünyada en başarılı takımlar, % 80'in üzerinde kazandıkları maçlarla 2 İngiliz takımı Arsenal ve Manchester City'di. Yani banko açısından daha güvenilir takımlardı bunlar.
3) Buna karşın Liverpool, Bordo, Barcelona, Villareal ve Chelsea kazanmasını beklediğiniz her 3 maçın neredeyse 1 tanesinde puan kaybederek tam bir hayal kırıklığı yaratıyorlardı. Yani bu takımlar, banko olabilmek açısından riskli takımlardı. Yazarken, elinizin titremesi gereken favoriler, ya da bankolardı bu takımlar.
4) Almanların içinde de Hamburg belki de güvenilebilecek tek takımdı. Favori gösterildiği her 5 maçın 4'ünü kazanıyordu. Ama Bayern Münih bile banko konusunda % 64 ile kendine güvenenleri yarı yolda bırakabiliyordu.
5) Bu işten çıkan sonuç net; Her zaman söylediğim gibi; Futbolda asla banko maç yoktur." Çünkü futbol sadece hesap edilenlerin değil, hesap edilemeyenlerin de etkili olduğu bir aktivitedir. Maçtan 1 gün önce satın aldığı villanın yıkım kararını öğrenen ve sizin de gol atmasına kesin gözüyle baktığınız santrforun, darmadağın olmuş psikolojik yapısını hesap edemezsiniz örneğin. Bu nedenle de banko maç terimi yerine ben 'kazanmaya daha yakın takım' terimini kullanırım hep.
6) Banko maç olmadığı için de iddaa işi ile ilgili şirketler bu işe girer ve para kazanırlar. Yoksa her banko maçı favori olanlar kazansaydı, şirketler bu işi yapar mıydı?
7) Tüm bu gerçekler nedeni ile özellikle genç arkadaşlarıma hep aynı şeyi tavsiye ediyorum. Sakın ola ki, büyük paralarla bu işe kalkışmayın. Ama sigara parasını bu işe yatırıyorsanız sadece eğlence için çok küçük miktarlarla, heyecan olsun diye oynuyorsanız sorun yok. Ama asla ve asla "Kira paramı buna yatırdım" ya da "Son paramı yatıracağım" şeklinde işlere girişmeyin. Unutmayın, iddaa işi eğlence tadını kaçırdığında kâbusa dönüşebilir. Aman bu boyuta getirmeyin işi.