Takım yıldızı İtalya'da kanatlarını unutan masal kuşu, dün gece sol kanadıyla, rakibini tek hamlede mat etti. İkinci yarının adını yorgunluk koyalım ama ilk yarıdaki Fenerbahçe harikaydı. İnter maçındaki yıldız tutulmasına karşılık, dün geceki Fenerbahçe salkım saçak yıldız doluydu. O yıldızlardan altın bir tasa ter damlıyordu da, o damlalar Denizlispor kalesinde pozisyon oluyordu. Özellikle Uğur Boral'ın bindirmeleri çok etkiliydi. Bu kadar pozisyon zenginliğinin tek golle sonuçlanması, Fenerbahçe'nin kanayan yarasının resmidir.
***
İlk dakikalarda sağ kanattaki Deivid'le, sol kanattaki Carlos arasında harika bir hava köprüsü vardı ve Fenerbahçe'nin ilk çeyrekteki pozisyonlarının sırrı buydu. Adrese teslim paslarda Fenerbahçe ilk yarıda sayamadığımız kadar net pozisyonlar yakaladı.
***
Gidişler iyiydi de, dönüşlerde sorun vardı yine. Gecenin iki orkestra şefi vardı. Biri Denizlisporlu Yusuf, diğeri Roberto Carlos. Yusuf top ayağına geldiğinde vitrine çıkıyordu ama Carlos bütünlük içindeydi. Topla buluşurken ipek yumuşaklığında, topla giderken kurşun hızındaydı. Önünde kendisine Vederson'un yokluğunu aratmayan Uğur Boral gibi bir yol arkadaşı da vardı ama Fenerbahçe forvetinde iş bitirici bir santrfor yoktu. Nerdeyse tüm futbolcular pozisyon harcarken, üst üste çekilmiş fotoğraf gibiydiler. Bu arada pozisyon misillemeleri de yaşandı Fenerbahçe kalesinde... Bunlar Fenerbahçe baskısından kaçan Denizlispor'un suni teneffüs dakikalarıydı ve gol olması da pek mümkün değildi.
***
Fenerbahçe takımının sezonun en acımasız bindirmelerini izlerken, "Denizlispor'un bu baskıdan kurtulması zayıf bir ihtimal" dedim. Ve beklenen gol de 35. dakikada geldi. Golde Yasin'in Ali Bilgin'e indirdiği kafa topu, en az Ali Bilgin'in vuruşu kadar güzeldi. Uğur Boral'a parantez açmak istiyorum. Suyu iyi verilmiş çelik gibiydi Onu seyrederken, "Bu adam pozisyonlara 1 kişi giriyor, 3 kişi çıkıyor" dedim. Belli ki, yokluğunda varlığını ispatlamak için çalışmış.
***
İkinci yarıda Fenerbahçe defansının çizgi haline dönüştüğünü gördük. Ve kademeyi inkar eden Fenerbahçe defansına karşılık, Denizli forvetinin bu davete icabet ettiğini izledik. Fenerbahçe kalesindeki ilk yarıdaki ninni sessizliği, hareketli pozisyonlara sahne oldu. Ama sarı-lacivertli oyuncuların ani çıkışları çok daha netti. Maçın sonlarında Fenerbahçe'de herkes kabuğuna çekilmişken, sahanın sol yanına Roberto Carlos adlı bir yabancının, "şaheser" isimli futbol tablosu asıldı... Tartışmalı bir pozisyon için söven tribünlerin, böyle bir güzelliği görmesi mümkün değildi elbet.
***
Gecenin özeti... Aslında maç ilk yarıda bitmeliydi ve tartışma götürmeyen bir farkla bitmeliydi hem de... Denizlispor'a gelince... Onlar başka takımların sömürgesi olacağına, kendi ruhunun bekçisi olsaydı. Çok daha dirençli olurlardı.