Kalli'nin tercihi Özhan Canaydın 2002 yılında başkan olduğundan bu yana Galatasaray, Avrupa'da oynadığı bütün maçlarda tel tel döküldü. Koca kulübe egemen olan vizyonsuzluk Galatasaray'ı sadece Türkiye liglerinde mücadele eden bir takım kimliğine sokmuştu. Bu yıl UEFA'da kümelere kaldıktan sonra oynadığı ilk iki maçta '0' puan aldı Galatasaray. Dün akşam Panionios ile oynayacağı karşılaşma mutlaka kazanılması gereken bir oyundu. Kalli, sahaya öyle bir takım sürdü ve yedeklerin arasına öyle oyuncular aldı ki inanmak mümkün değil. Sakat Barış'ın yerine Linderoth'u oynattı. Tek santrfor olarak da Serkan ile çıktı. Kulübede ise Hakan Şükür, Nonda ve Ümit Karan pinekliyordu. Koskoca bir 45 dakika Galatasaray'ın bırakın akınını kaleye attığı bir tek şut yok. Rakip takım Türkiye liglerinde oynasa kümede zor kalır. İkinci yarıda Kalli kendine geldi ya da getirildi ve Hakan Şükür'ü sahaya aldı. Galatasaray da kendine geldi. İlk yarı boyunca kendisinden 10 karış uzun iki stoperin arasında sıkışıp kalan Serkan canlandı. Panionios savunması Hakan Şükür ile ilgilenince Arda'nın pasından yararlanan Serkan, Galatasaray'ın ilk golünü attı.
Kalli ile konuşulmalı Aslında sarı-kırmızılı takım gününde değildi. Rakip 10 kişi kaldıktan sonra bile kontrataklara başvurmak yerine kendi sahasına gömülüp 'Çanakkale Geçilmez'i tercih etti. Dediğim gibi eğer karşısındaki takımda biraz can olsaydı maçın ilk yarısında gol ya da goller bulabilirdi. Ancak Galatasaray geri dörtlüsünün de iyi oynadığını teslim etmek gerek. Eğer Kalli yine böyle garip bir takımla sahaya çıkmazsa Galatasaray iki hafta sonra İstanbul'da Austria Wien'i de yenecektir. Ondan sonra ne olur bilmek mümkün değil. Ama Galatasaray'da birilerinin hem Kalli hem de Lincoln ile ciddi ciddi konuşması gerek.