Hakan girdi maç bitti G.Saray'ın Avrupa'da var olabilmesi için son şansıydı. Planlara göre önce Avrupa kantarında ismi olmayan Panionios dize getirilecek, ardından da sıra Austria Wien'e gelecekti. Plan buydu ya da bu olmalıydı. Ama Kalli sahaya öyle ilginç bir kadro sürdü ki yine şaşmamak elde değildi. G.Saray'a galibiyet yani gol lazımdı ama Alman sakatlıkları geçen ve iyileşen resmi golcüler Hakan Şükür, Nonda, Ümit Karan hatta Özgürcan bile kulübeye hapisti. Uğur, Song, Servet ve Volkan'dan oluşan klasik defansın önünde Mehmet Topal tek ön libero, onun da önünde orta saha Hasan, Linderoth, Lincoln ve Arda'dan oluşuyordu. Serkan Çalık takımın tek forvetiydi. İlk yarım saat oyun orta alanda kilitlendi. G.Saray bilinçli tek pozisyon bile üretemedi. Belli ki takım şablonu yanlış kurulmuştu. G.Saray defansı uzun toplarla Arda ya da Serkan'ı kaçırmaya çalışıyor ama isabet kaydedemiyordu. İki futbolcu da markaj altındaydı.
İki tartışmalı gol Orta saha bal yapmaz arı gibiydi. G.Saray'a gol lazımdı ama dakikalar 40'ı gösterdiğinde Cimbom'un etkili bir şutu bile yoktu. İkinci yarıya Kalli, Hakan Şükür ile başladı. Forvet ikilenince G.Saray rakibini kendi sahasına hapsetti. Bu baskı Serkan ile golü getirdi. Ofsayt kokan pozisyonda Serkan kaleci Tambasis'i de çalımlayıp G.Saray'ı öne geçirdi. Gol sonrasında G.Saray akın akın rakip kaleye inmeye başladı. Yine Serkan ile (bana göre kendini yere atması hakem Mallenco'ya göre ise rakip tarafından düşürülmesi) kazanılan penaltıyı Song ağlara bırakınca G.Saray bir anda farkı ikiye çıkardı. Makos kırmızı kart görünce G.Saray maçın tek hakimi oldu. Hakan'ın golü maçı da, Panionios'u da bitirdi.