G.Saray ofansif oynarsa kazanır Galatasaray, ligde başarılı bir grafik çizmesine karşılık, Avrupa maçlarında zorlanıyor. UEFA'da galibiyeti yok. Daha önce Avrupa'da büyük başarılar elde eden sarı-kırmızılılar bu sezon niye başarılı olamıyor?
2002 Dünya Kupası'ndan sonra Türkiye liglerinin kalitesinde gözle görülür bir düşüş yaşanmakta. Bu 2004 Avrupa Şampiyonası ve 2006 Dünya Kupası'na katılamama neticesini doğurmuştur.
Ulusal takım açısından hal böyleyken, hatırlayınız Galatasaray'ın Avrupa'da fırtına gibi estiği ve hatta bazı yöneticilerin diğer takımlara 'annenizin liginde oynuyorsunuz' dediği dönemlerde, Avrupa Şampiyonu olan takımın omurgasına bakıldığında Taffarel, Popescu, Hagi ve Hakan Şükür gibi mükemmel ve uluslararası deneyime sahip oyuncular forma giyiyordu. Türkiye liglerinde bu sezon Galatasaray'ın başarılı gözükmesinin sebebi, sarı-kırmızılıların başarılı olmasından değil ligin bu yıl kalitesinin düşmesi ve diğer takımların Galatasaray'ı zorlamamasından kaynaklanmaktadır.
Trabzonspor karşısında defansif bir kadro sahaya süren Kalli, sahadan galibiyetle ayrılmasını bildi. Panionios karşısında nasıl oynamalı?
İKİNCİ SINIF TAKIM
Kalli modern futbolun hücum futbolu olmadığını anlayarak ve bence de doğru yaparak, Trabzonspor takımı karşısında defansif futbol ve buna uygun kadro sahaya sürmüştür. Ancak bu maç farklı bir maç. Zira Galatasaray grubunda Avrupa'nın vasat takımlarından sayılabilecek 2 ekibine yenilerek işini zora soktu. Bu maçta Galatasaray'ın kazanmaktan başka düşüncesi olamaz. Bu durumda ofansif bir kadro ile sahaya çıkması ve hucüm futbolu oynaması ve bu arada tedbiri elden bırakmaması gerekmektedir. Panionos, Yunanistan Ligi'nin 2. sınıf takımlarında biri olmakla beraber bu maçın kazanılacağını umut ediyorum.
LİNDE OYNAMALI
Galatasaray'da Hakan Şükür ve Nonda'nın sakatlıkları geçti. SerkanÇalık, Trabzon maçındaki futbolu ile övgü topladı. Ümit Karan forma şansı bekliyor. Kalli'nin forvetlerden kimi tercih etmesi gerekiyor?
Bu maç Galatasaray'ın hataları dolayısıyla önemli ve büyük maç haline geldi. Büyük maçlar da büyük futbolcularla kazanılır. Serkan, Trabzonspor maçında başarılı bir performans göstermiştir, doğrudur. Ancak henüz çok genç bir oyuncudur, ileriki yıllarda takıma faydalı olacağına inanıyorum. Bu arada kalite olarak üst seviyede ve Avrupa deneyimi olan oyunculardan yararlanmak gerekir. Mutlaka Ümit Karan ve Nonda'dan yararlanılmalı ve gerektiğinde Hakan sonradan oyuna sokulmalıdır. Mehmet Topal, Linderoth'un yokluğunda orta sahada iyi bir performans sergiledi. Linderoth'a dönmeye gerek var mı? Tobias Linderoth oldukça deneyimli bir oyuncu ve iyi bir süpürücü. Bu nedenle karşılaşmaya mutlaka bu oyuncuyla başlanılması gerekir. Trabzonspor karşısında iyi bir performans gösteren Mehmet Topal genç ve ümit va-deden bir oyuncu olmakla birlikte maçın ilerleyen zamanlarında ve ilerideki karşılaşmalarda yararlanılabilecek bir futbolcudur. Bu maçta tercih kesinlikle Linderoth olmalıdır.
LİNCOLN BUDUR!
Lincoln, kadro dışı kaldığı Beşiktaş maçından bu yana bekleneni veremiyor. Galatasaray, Lincoln'ü yeniden nasıl kazanacak?
Lincoln budur! Lincoln'den fazlasını beklemek hata olur. Brezilyalı yıldız çok iyi kalitede bir oyuncu olmakla birlikte, son derece istikrarsız bir futbolcudur. Zaten kulübünün onu satmasının tek sebebi de budur. İstikrarlı bir oyuncu, hele hele Lincoln kalitesindeki bir futbolcunun Avrupa'nın en üst düzey takımlardan birinde oynaması gerekirdi. Oynadığı maçlarda takıma çok katkısı olmakta ve fakat çoğunluklu takım kadrosunda bulunmamakta olan Lincoln'den daha fazlasını beklemek yanılgı olur. Son söz de sevgili Kalli'ye... Feldkamp'ın tekzip etmediği ve geçtiğimiz günlerde medyada yer alan, "Kadro kuramıyorum, kadro kurmakta bana yardımcı olursanız sevinirim" beyanları karşısında, Kalli efsanesinin sona erdiğini düşünmekteyim. İnanılmaz bir tasfiye sürecini Galatasaray'a yaşatan ve uzun yıllardır Galatasaray kulübünün harcamadığı inanılmaz miktarda para harcatarak istediği tüm futbolcuları aldırtan bir teknik adam bu söylemlerde bulunamaz. Bulunmaması gerekir.
KALLİ KILIF ARIYOR
Bu söylem bir şeylerin kılıfıdır, hazırlığıdır. Olabilecek bir başarısızlığın başkalarına yükletimesi çabasıdır. Ve bu aynı zamanda Kalli'nin iflası demektir. En önemli özelliği kendine güven olan bu teknik adamın bu güvenini dahi yitirmiş olduğu görülüyor. Böyle bir teknik direktörün futbolcuları üzerinde sağlaması gereken özgüveni nasıl oluşturacağı hususunda tereddütlerimin olduğunu belirtmek isterim.
Servisi
