CSKA sevindirir Bir Çin atasözü, 'Doğru yolda giden kaplumbağa, eğri yolda giden yarış atından daha çabuk hedefe varır' der. F.Bahçe, genelde doğrusunu yaptığı bu turnuvanın sadece bu maçında eğri yola girdi. 'Çift santrforu kule gibi yaparım, yan topları ben alırım. Olmadı, dönen toplara ben vururum.' İnter böyle düşünüyor ama ilk yarıda Alex dahil çok koşan Fener, Aurelio'nun muhteşem oyunuyla göbeği kapıyordu. Ancak kenar ortaları sürekli kale sahasının dışına yapan İnter, Fener'in ters kademede hata yapması bekliyordu. Savunma çıkışı top kaybının ve bu takımın forvetinden bir oyuncu eksilmesine neden olup, sağ kanatta savunma anlamında sadece figuran olarak görev yapan Deivid'in varlığı, Fener'i sıkıntıya sokuyor, adamlar da sürekli kaşı açılan boksöre, kaşından çalışan rakip gibi sağ kanadımızdan geliyorlardı. Zaman zaman hızlı ve kalabalık olarak çıkabilen Fener, her şeye rağmen ilk yarıyı iyi bir sonuçla kapatıyordu. Ancak Alex'in atamadığı pozisyon dönüp Fener kalesine Cruz'un biraz da 'Marmaris çam balı' şansı sayesinde gol olunca gözlerim yine o kanatta olmayan Deivid'i arıyordu.
Aurelio çıkmamalıydı Sakat değilse Aurelio'yu çıkarıp, Appiah'ı oyuna almak herhalde Mancini'nin fikriydi. Çünkü bir teknik direktör kendi takımına böyle bir kötülük düşünemez. Çünkü Semih'in yokluğunda 10 kişi kalan Fener'in, yediği ikinci gol, savunma anlamında 'komik ötesi' idi. 2-0 sonrası İnter'e gol atmak, Aurelio'yu beyazlaştırmaktan farksız bir işlemdi. Takımın balansı bozulmuştu, oyuncuların sahadaki konumları ve oyundan aldıkları zevk düşmüştü. İbrahimoviç çıkarken, Suazo'nun girmesi Fener'in hücum adamı konusunda ne kadar sıkıntıda olduğunu bir kez daha gösteriyor. Atinalı felsefeci Luki Anos 'Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz' der. CSKA maçında çok dalgalı bir Saracoğlu'nda Fenerbahçe'nin ustalığı anlaşılacak ve takım ikinci tura çıkacak. Ama tüm bunlar Avrupa'da büyük hedefler için büyük paralar harcamak gerektiği gerçeğini yok etmeyecektir.