Anlatabilmek Hafta sonunda bütün maçları izledikten sonra, gün boyu düşündüm de, neyi anlatayım sizlere? Kendime sorduğum sorularla, ekranda bulamadığım cevapları mı? Tribünlerden yükselen barbar uğultuyu mu? Kronikleşen hakem ikramlarını mı? Azalan kalitenin, çoğalan nefretle kardeş olmasını mı?
* Neyi anlatayım? Bülent Uygun'un yaptıklarını, yabancı bir hoca yapsa, yer yerinden oynardı klasikliğini mi? Şampiyonluk için koşuşturan Sivaslı karıncaların verdiği mücadelenin, birkaç maç sonra hükmü olmayacağını mı? Onların kendi sahasında döktüğü terin, başka sahalarda çalındığını mı? Bizim gibi üçüncü dünya ülkesinde, Sivasspor'un hak ettiği liderliğin, paket programlarda yer almadığını mı?
* Söyleyin neyi anlatayım? Çağdaş denen futbolcunun Galatasaraylı Barış'a yaptığı çağdışı hareketi mi? Hasan Şaş ve Ceyhun Eriş'in kırmızı kartlık olduğunu mu? Galatasaray'a leblebi gibi verilen penaltıların, Trabzonspor'dan esirgendiğini mi? Pantolonlu yorumculuğun yama tutmayan deliklerini mi anlatayım sizlere? Yoksa deliliğe mi vurayım işi?
* Neyi anlatayım? Rize'de açan penaltı ağaçlarını mı? Teflon tava gibi "eleştiri tutmayan" hakemliği mi? Selçuk Dereli'nin yönettiği maçların da yüzü gibi fotojenik olduğunu mu? Oftaş'ın Beşiktaş karşısında verilmeyen penaltısını mı anlatayım sizlere? Her hafta hakemleri bir kuyuya sarkıtıp çıkartan Sinan Engin'in, bu pozisyon için dilinin tutulduğunu mu? Trabzonspor'un bu sezon da Ersun Yanal'ı zengin etmek üzerine kurulmuş bir sistemi olduğunu mu? Trabzonspor taraftarının kendi takımlarını imha etmekte gösterdiği hüneri mi?
* Neyi anlatayım? Ülkemizin prim zengini diye lanse edilen Mehmet Aurelio'nun her maçta, "Ben galibiyet kulunuz, futbol kölesi" diye haykırmasının görülmediğini mi? Galatasaraylı Mehmet Topal'ın sükse yapmadan futbol oynamanın yeni resmi olduğunu mu? Trabzonlu Yattara'nın sirk oyuncusu olduğunu mu? Yoksa bizim gibi üçüncü dünya ülkesinde gerçeklerin hükmünün olmadığını mı?
* Neyse, Avrupa Şampiyonası finallerine gidiyoruz. Kardeş Bosna'yla Dünya Kupası elemelerinde yine el ele, yine birlikteyiz. Manşetler atıldı bile, "Bekle bizi Afrika!"
* Peki bizleri bekleyen tehlikeler ne olacak? Benim anlatmak istediğim de bu zaten... Ama yıllardır yazıyorum ve anlatamıyorum! O yüzden bu hafta beni mazur görün... Kendimi lafa tuttuğum için...