Lordlar Kamarası Deivid, Alex'in işini yapıp araya süper pas atınca, Alex de Deivid'in işini yapıp golü atıyor ve Fenerbahçe maça adeta 1 avans ile başlıyordu. Ayrıca bu sezon Avrupa maçları dahil 5. kez ilk 10 dakikada gol atıyordu. Bu gol Fenerbahçe'ye, artık üstüne gelmek zorunda olan Ankara karşısında kontra oynama şansını da verecekti. Sadece ilk 15 dakika Tümer top kaybı yapmanın dışında görünmüyor, Aurelio Deniz'in yokluğunun sıkıntısı ile kendini arkaya atınca Fenerbahçe baskı yiyordu. Üstelik Volkan'ın artan formuna rağmen, Önder, Yasin ve Edu savunmadan top çıkarmada, Ankara'nın cesur ve kalabalık hücumu nedeni ile sıkıntı yaşayınca Fenerbahçe hücuma çıkmakta zorlanmaya başlıyor ama topu rakip alana geçirebildiğinde de hemen çoğalabiliyordu. Nitekim o hızlı çıkışların birinde, Aurelio, Deivid'leşip sağdan ortalıyor, Semih de çok zekice Emre ile koşarken pozisyon değiştirip, Fenerbahçe'de üst üste 4. maçında golünü atıyordu. İlk yarı oyunu ile zevk veriyordu Fenerbahçe. Takımda göze çarpan en önemli özellik, oyundan zevk almaları ve hakemle, rakiple uğraşmadan, "Lordlar Kamarası Üyeleri" gibi oynamaları idi. Ankaraspor'un anlaması gereken ise çok hücum adamı ile oynamanın, iyi hücum yapabilecekleri anlamına gelmeyeceği idi. Nitekim golü de rakibin taç atışında uyumasından yararlanıp atıyorlardı. Etkisiz Tümer'in Selçuk'la değişmesi orta alan direncinin artması için doğru karar ama Deivid'i Kazım'la değiştirerek, hücuma hızlı çıkmak Zico'nun aklına gelmiyordu. Sabaha kadar sürseydi Sonunda da Selçuk'un kendinin kazandırıp, kendinin kafa vurduğu bir duran top organizasyonu, dünyada her 4 golün birinin duran toplardan atıldığını ispatlar biçimde Fener'in 3. golü oluyordu. Alex'in attığı 3. ve 4. gol ise kale ya da kaleciden dönen toplarda Alex'in duracağı yeri bilmesinin ispatı idi. İnter maçı için iddiam devam ediyor. Fenerbahçe'nin oradan 1 puan getirip, CSKA'yı yenerek 12 puanla lider olacağını grup başladığında söyledim, hâlâ söylüyorum. Fener'de herkesin birbirinin görevini yapıp klonladığı maçtan sabaha kadar sürse de Alex'i seyretsem diye düşünerek ayrılıyordum.