Futbol tanrısı sahaya inince Bizde, sonuç kültürü vardır. Finallere gittik ya, ara süreçte yaşananların mukayesesi yapılmaz artık. Gittiysek başarılıyız, gidemezsek başarısız. Tüm defterler kapanır bir daha açılmamak üzere. Doğrudur, futbol da neticede bir sonuç oyunudur ama geleceğe yönelik doğru adımlar atabilmek için geçmişi iyi analiz etmek gerekir. Gazetelere bakıyorsunuz, sonbahar bitmeden ilkbahara geçmişler. Peki gerçekten her şey güllük gülistanlık mı? Fatih Terim, Türk futbolunun yetiştirdiği en büyük teknik adamdır. Sadece aldığı başarılarla değil, İtalya'daki 7 kızkardeşten 2'sini çalıştırmayı başardığı için de büyüktür. Ama grup elemelerinde Terim'in teknik- taktik anlamda birçok hata yaptığını, futbol tanrısının ay-yıldızlı forma ile zaman zaman boy gösterdiği gerçeğini de unutmamak gerekir. Milli Takım, İngiltere dışında bir sürprizin yaşanmadığı grup elemelerindeki ikinci sürpriz olmaktan, Tanrı'nın yardımıyla kurtulmuştur. Bunu kabul etmek ve buna göre yeni yapılanmayı gerçekleştirmek bence zaruridir. Bir kere Milli Takım'ın ideal bir 11'i yok. 12 maçta tam 39 farklı futbolcu görev aldı. İkincisi; Milli Takım'ın ideal bir oyun sistemi, rakiplerine kabul ettirdiği bir oyun planı yok. Gollerin çoğunluğu uzaktan şutlardan ve rakip kalecilerin hatalarından geldi. Üçüncüsü; Milli Takım'ın santrforu yok. Bu takımın en golcü ismi (5 gol) zorla emekli edilen Hakan. Dördüncüsü; Bosna- Hersek'e teşekkür borçluyuz. Ellerini kullanmadan kalecilik yapan Adnan Guso'dan, Rüştü'nün temiz formayla maçı tamamlamasını sağlayan forvetine kadar...