Uygun bir yer EURO 2008'in en çok gol atan ilk 5 takımı içinde idik ama, elemelerde yediğimiz 11 golün 4'ü taç, 2'si korner, 1'i endirekt serbest vuruştan gelmişti. Şaka gibi idi bu tablo, top durdukça biz gol yiyorduk. Üstelik tam 5 maçta ilk golü yiyip, skor dezavantajına da düşmüştük. Pişmiş tavuğun başına gelmeyenlerin geldi başımıza sonunda iş almadık. Ey kalemşörler! Koyun bakalım o çekmeye hazırlandığınız ve çekemediğiniz için de kahrolduğunuz kılıçları, uygun bir yere... Türklüğünüzden zerre kadar kuşkum yok ama "Fatih Terim gitsin" diye nerede ise elenmemize duacı hale gelenler, kesin sesinizi, oturun yerinize. Şimdi gelecek genç nesilin EURO 2008'de çeyrek final oynamak için çalışma zamanı. Bana "Hayal mi görüyorsun?" dediniz. Bakın, öyle bir planlama ile o finallere gidilecek ki, siz "başarı kıskançları" bile şapkanızı, hem de 2 elle çıkaracaksınız. O planlamayı nerden mi biliyorum? Bazıları hayatlarında sadece üstüne oturduğu organın! 'istirahati' için zaman ayırırken, ben ve benim gibi düşünenler, teknik kadro, çoktan araştırmaya ve çalışmaya başladı da ondan. Herkese laf yetiştirmek yerine "Kızlarının babası Terim" olmayı son 2 maçta başarabilen, endorfin ile kaplanmışçasına rahat Fatih hocam, devam! Sakın ha, gaza gelme. Bu ülkede hangi yükseleni aşağı çekmediler ki, seni de çekmek istemesinler. Biliyorum, elinde çok akıllı, müthiş bir gençleştirme planın var. Hadi, 3-5 gün Bodrum, sonra bir baba için dünyadaki en tatlı varlık olan kız evladından alınacak moral için Amerika ve sonra gene Beylerbeyi.
Aslan gibiydiler Maçın yazısı mı? 5. dakikada Fotomaç'ın müdürü sevgili Zeki'ye mesaj attım. "Rahat ol, kaleci mantar, 25'te Nihat atar, 1-0 olur" diye. 10 dakika kadar yanıldım. Maçın yorumcuları dahi tedirginken, ilk yarıda ben çok rahattım. Çok iyi top yaptığı söylenen Bosna, o topları sadece orta alanda yapıyor, kale önümüze gelemiyordu. Biz ise, dikine oynuyorduk. İkinci yarıda skoru koruma psikolojisi başladı. Seyircinin yine takıma bir faydası olmadı. Çocuklar aslan gibiydi. Aurelio yine en iyimiz, Servet ve Emre Aşık süper oynayandı. İkinci yarıda maçı 4-0 yapacağımız pozisyonları kaçırınca son 15 dakika sıkıldık ama Rüştü'nün kurtarış yapması bile gerekmeden finale çıktık. Kızılderili atasözü "Gözlerde yaş yoksa, ruh gökkuşağına sahip olamaz'' der. Bu finale çıkışın özeti budur.