Lütfen! Milli maç öncesi kiminle konuştuysam teknik, taktik analiz yapmaktan çok yüreğinden geçeni söyleyip yaptı tahminini. Önce Lig TV Genel Müdürü sevgili Şansal abi "Göreceksin bak kazanacağız, içimden gelen bu" dedi. Ben de "Hiç umudum yok" diye kendi yüreğiminin sesini koydum ortaya. Ardından Oslo'da devam ettik dostlarla aynı muhabbete. Maça yaklaşık bir saat kala Ömer abi (Güvenç) ilginç şeyler söyledi... "Tahmin yapıyorum herkes gülüyor" deyince tahminini sordum. "Norveç'i 2-1 yener, Bosna'ya takılırız" dedi, güldüm... İster müneccim deyin, ister altıncı hissinin kuvvetli olduğu masalını anlatın, ben dinlerim ama adam maçın skorunu bildi. Kazandık, hem de 2-1. Maç bittiği anda soluğu yanında aldım, "Senin tahminin yarısı tam tuttu ve ben şimdi Bosna maçından korkmaya başladım" dedim. "İnşallah yanılırım" diye mırıldandı... Bence de yanılmalı... Okyanusu geçmişken derede boğulursak çok yazık olur...
Emre'yi bile affettim! Bosna iyi takım bu kesin, bizi zorlayacaklar buna da şüphe yok ama bu geldiğimiz noktadan geri gidersek o da bize yakışmaz. Türkiye tek yürek olmalı... Terim'in dediği gibi, kavgalarımızı Bosna maçı sonrasına bırakıp, bu 90 dakikanın altından alnımızın akıyla kalkmalıyız. Bir futbol adamı olarak, kendi adıma ömür boyu ambargo koyduğum Emre Belözoğlu'nu dahi bu maçlığına, yine kendi adıma affettim. Kenetlenmeliyiz... Tek yürek olmalıyız... Beşiktaş-Liverpool maçındaki ambiansı yaşatmalıyız Ali Sami Yen'de... Bu maç 90 dakika oynanacak belki ama 90 yıl konuşulacak. Herkes ona göre düşünsün, ona göre hazırlansın, ona göre savaşsın. LÜTFEN...