Emre resitali Norveç maçında Türkiye, son yılların en iyi futbolunu oynadı. 2003'te Fransa'da katıldığımız Konfederasyon Kupası'ndan sonra ilk kez bir milli maçı izlerken keyif aldım. Aldığım keyfin yanında esas önemlisi maçı gönül rahatlığıyla izlememdi. Sürekli olarak eleştirilen ve yerden yere vurulan bir takım, 1 ay gibi bir sürede nasıl oluyor da bu kadar değişim gösterebiliyor. Nedeni ise basit; çünkü oyuncularımız potansiyellerinin farkına vardı. Nihat, Gökhan Gönül, Emre Aşık ve Servet görevini fazlasıyla yerine getirdi ama beni büyüleyen isim Emre oldu. İnter'de oynadığı yıllarda 'Diego' lakabını alan, G.
Saray ile UEFA Kupası kazanan (gerçi finalde kırmızı kart cezasıyla oynayamadı) 'süper bücür' sonunda gerçek işinin futbol oynamak olduğunu hatırlayınca Norveç filesini bazukasıyla sarstı ve galibiyetin kapısını araladı. Emre'nin yetenekleri ortada. Bunu kimse inkar edemez. Saha dışında daha efendi bir kimliğe bürünürse İngiltere'yi de kasıp kavurucağı kesin. Tabi daha az sakatlanıp, daha çok çalışıp, çenesini de kapalı tutmak şartıyla. Yoksa Macaristan maçında golden sonra tribüne yaptığı 'kol hareketi' kendisine duyulan saygıyı azaltmaktan öteye gitmez. Norveç karşısındaki Emre, bizim istediğimiz Emre. Çenesiyle değil, ayaklarıyla konuşan futbolcu lazım bize. Bosna karşısında da aynı özveriyi bekliyoruz kendisinden.