Üsküdar'dan dönüş Türk Milli Takımı, Avrupa Kupası elemelerıne bu kadar kötü gelmemeliydi. Hatırlanırsa ilk maçlarda eski Avrupa Şampiyonu Yunanistan'ı rakip sahada da yenerek büyük puan farkı yapmış ve 2008'de İsviçre-Avusturya'daki finallere katılmak için büyük avantaj sağlamıştık. Ama daha sonra Fatih Terim'in garip takım tertipleri ve bunun sonucunda da kötü skorlar gelmeye başladı. Moldova, Malta beraberlikleri ve sahamızdaki Yunanistan yenilgisiyle Norveç'in iki puan gerisine düştük. Adeta "Atı alan Üsküdar'ı geçmişti" Zira Almanya'daki ilk Norveç maçında 2-0 yenilgiden son anda Hamit'in vuruşunu yumurtlayan Myhre'nin sayesinde beraberliği sağlamıştık. Ve bu Norveç'e kendi sahasında beraberlik bile yetecekti. İşte bu atmosferde Terim sahaya yine yanlış bir kadro sürdü. Allah'tan İbrahim Kaş'ın (maalesef) erkenden sakatlanarak çıkması adeta Milli Takım'ı ateşleyen anahtar oldu ve oyuna Gökhan Gönül girdi.
Tuncay erken girmeliydi Daha 12. dakikada 1-0 yenik duruma düşen A Milli Takım'da toparlanıp rakibi sıkıştırmaya başladı ve önce Emre ve ikinci yarıda da Gökhan'ın nefis pasını Nihat ağlara göndererek olmazı başardı ve makus talihimizi çevirdi. Eğer yorulan Arda'nın yerine ve bastıran, rakiplerin boş bıraktığı alanda kontrataktan yararlanacak Tuncay erken oyuna alınsa farkı artırıp son dakikalara kadar beraberlik golü korkusu yaşamayacaktık. Aslında Semih'in yerine de rakip defansı tutacak Mehmet Yıldız oyuna alınmalıydı. Bu hatalara rağmen takımın geri kalanları özellikle Aurelio, Volkan ve Servet başta olmak üzere canla başla savaşıp galibiyeti korudular ve Bosna Hersek maçına büyük umutla çıkmamızı sağladılar. Statta az olmalarına rağmen devamlı tezahürat yaparak takımı destekleyen taraftarlarla güzel maç yöneten Alman hakem Markus Merk'i de unutmamak gerek.