Mustafa Denizli kabul etmeli Gaziantep maçının devre arasında Polat'ın soyunma odasına indiği ortaya çıktı. Bu, Galatasaray'ın geleneklerinde fazla olmayan bir şey. Polat'ın soyunma odasına inmesi doğru bir davranış mı? Şimdi Adnan Polat, kafasındaki düşünceyi gerçekleştirmek için çok sabırlı davranan, sessiz davranan, kendisine yönelik ağır eleştirilere dahi ses çıkarmadan, ortalığı bulandırmadan sonuca adım adım yaklaşan bir adam. Özhan Canaydın, geçen sene Gerets'le ilave paralarla sözleşme uzatırken, Adnan Polat'ın kafasında Gerets'i yollamak ve Kalli'yi getirmek vardı. Ancak hiç sesini çıkarmadı. Sene sonunda ne oldu? Özhan Canaydın'ın sözleşmesini uzattığı Gerets, pasaportunu aldı, Kalli geldi. Şimdi de aynı şekilde Adnan Polat'ın kafasında Kalli bitmiş olabilir... Söylediklerine bakma, başka ne diyecek! Lig devam ederken, Galatasaray, pazar günü sahaya çıkacakken, 'Ben antrenörü kafamdam sildim' diyemez. Tüm bu görüntüye, Adnan Polat görüntüsüne aykırı tek davranışıdır, soyunma odasına gitmesi... Ondan beklenmeyen bir hareketti, Galatasaray'dan değil. Adnan Polat duygularını ortaya koymuştur. 'Sakalımın bir teli bilirse onu koparım' der ya Fatih Sultan Mehmet, Adnan Polat da öyle... Şu anda Adnan Polat'ın kafasından neler geçtiğini tahmin edebiliyorum ama bu defa iş acil. Galatasaray bölünme, dağılma tehlikesiyle karşı karşıya. Adnan Polat'ın mutlaka bir eylem yapması gerekiyor. Şu andaki görüntü şu: Derwall-Denizli'nin son senesiydi. Derwall genel menajer tribünde, Denizli teknik direktör sahada. Galatasaray böyle bir teknik direktör bulur, Kalli de hakikaten o eşsiz, emsalsiz bilgisi görgüsüyle tepede oturur, teknik direktöre düşüncelerini söyler. Eylemci olmaz, söylemci olur. Eylemci teknik direktör, aldığı bilgileri kendi kafasında birleştirir ve takımı yönetir. Birinci formül bu. Olabilir, geçerli bir formül. Kalli devre arasına kadar değişmez, doğrudur. Galatasaray'a bugün bir antrenör getirip, Ahmet Akcan'ı göndermesi lazım. Ahmet Akcan'ı da suçlamıyorum, yanlış anlaşılmasın ama bitmiş iş. Olmayacak duaya amin demeyeceksin. Futbolcularla, Kalli'nin arasındaki bugünkü kopukluğun sebebi, sorumlusu olarak herkes Ahmet Akcan'ı görüyor. O zaman Ahmet Akcan'ın çekilmesi lazım. Ahmet Akcan'ı çekersen, futbolcularla Kalli'nin yeniden barışması ihtimali de doğar. Kalli de rahatlar, futbolcular da rahatlar, oraya bu defa Fatih Terim ve Mustafa Denizli gibi güçlü, Kalli'ye kafa tutacak, Kalli'yle kavga edebilecek, Kalli ile tartışabilecek bir adamın gelmesi lazım. "Abdullah Avcı" diyorlar. Kalli gittiği zaman da Galatasaray, antrenör aramamalı artık. Öyle bir adam getireceksin ki Kalli giderse o devam edecek. Kopukluk olmayacak Galatasaray'da. Abdullah Avcı olabilir, Yılmaz Vural olabilir, Hikmet Karaman olabilir. Bana sorarsan Mustafa Denizli olabilir.
G.SARAY'DAN KOPTU
Kalli'nin yardımcısı olarak mı? Tabii... Ne olacak ki! Yarın Galatasaray'ı tek başına devralmak için... Çünkü Mustafa Denizli ile Galatasaray camiası arasında kopukluk oldu. Böyle bir ısınma devresine ihtiyaç var. Yumuşak dönüşü sağlar bu süreç. Önce Kalli ile çalışır, ikinci aşamada Kalli tribüne çıkar, üçüncü aşamada da Kalli ülkesine döner. Bu benim batılıların lafıyla, 'wishful', içimden gelen bir teklif ama bu teklifi Mustafa Denizli'nin kabul edeceğini sanmıyorum. Ben Denizli'nin yerinde olsam ederdim. Diğer bir formül de en radikal olanı; Kalli'yi bugün göndermek. Bunların dışında bir formül düşünemiyorum. 1. formül Kalli'yi tribüne çıkarmak, 2. formül Ahmet Akcan'ın yerine güçlü birini koymak, 3. formül Kalli'yi ekibiyle falan derhal göndermek. En kötü formül de hiçbir şey olmamış gibi devam etmek. O zaman yakın gelecekte Galatasaray, Beşiktaş'a döner.