Karar sizlerin Biri çıkıyor, 'Taktik verdim, Fener kazandı' diyor. Sonra Fener mağlup, 'tık' çıkmıyor Bir başkası adı sanı duyulmamış Helsingborg için, 'PSV'nin 3 katı büyük takım' diyebiliyor
Bir tarafta Liverpool'dan 8 yedikten sonra, "Biz 3 günde bir maç yapamıyoruz" itirafında bulunan Beşiktaş, diğer yanda Beşiktaş ve PSV maçlarından sonra Kayseri gibi zorlu bir deplasmanda 65 dakika 10 kişi oynamasına rağmen asla böyle bir bahaneye sığınmayan Fenerbahçe. Her zaman söylüyorum, futbolda kazanmak ve kaybetmek var ama Avrupa arenasında adımızdan söz ettirmek istiyorsak böyle şikayetlerde bulunamayız. Daha önce G.Saray'a böyle kıyaklar yapılmış diye yanlışın üstüne, yanlışla gidemeyiz. Bunun ayıbını temizlemek güç olur. Çünkü bu ayıp, 8 yemekten daha da büyüktür. Çıkarsın sahaya gücün yettiğince oynarsın. Bence F.Bahçe'nin Kayseri'deki en büyük eksiği aynı hafta içinde iki büyük takımla yaptığı maçlardan yıpranarak çıkması değil, Alex gibi komutanından yoksun kalmasıdır. Alex'e geldiği günden beri yüklenenler 'onsuz F.Bahçe'nin tadı-tuzu kalmadı' gerçeğini göremeyenlerdir. Aslında her şeye rağmen oyun 11'e 11 devam etseydi Kayserispor o maç sabaha kadar oynasa Fenerbahçe'yi yenemezdi. Edu'nun atılması resmen bir hakem skandalıdır. Adamın yediği iki sarı karttın da uzaktan yakından alakası yok. İlkinde faülü yapan, rakibini çeken Deniz, kartı yiyen Edu. Nasıl bir hakemlik yorumudur, anlamak mümkün değil, İkincisinde göğsüne çarpan topun elle oynandığını göstermek kesinlikle futbol ayıbıdır. Hakem Oktay Demiray özel hayatında gözlük takıyor mu bilmiyorum ama benden ona tavsiye, eğer takmıyorsa mutlaka bir doktora görünmesi lazım. Yoksa bu engin (!) görüşleriyle daha çok takımın canını yakacaktır. Gene Kayserili futbolcuların elle oynamalarına neden kart çıkarmadığını da futbol kamuoyuna açıklamak zorundadır. Buralar babasının çiftliği değil, canı istediği anda çifte standart yapamaz. "İstediğimi görürüm, istemediğimi görmem" diyemez. Kulüpler, bedava yönetilmiyor. Artık maçlar ehliyetli hakemlerin eline bırakılmalı. Eğer beceremiyorlarsa -ki beceremiyorlar- çok ciddi olarak yabancı hakem konusunu gündeme getirmeliyiz. Hiç kimse ağlamayacak, sızlamayacak. Yabancı antrenör var, yabancı futbolcu var, hatta milli takımları da çalıştıran yabancı teknik adamlar var. Var da niye yabancı hakem olmasın. Herhalde bu grup futbolun dışında değil, gökten zembille de inmediler.
YİNE PENALTI YOK Lugano'ya yapılan hareket yüzde yüz penaltı ve sarı kart. Ama Oktay bey faulü F.Bahçe aleyhine çalıyor. Kendi adıma "Bu pozisyon penaltı değil" diyenlerle futbol adına tartışmam bile. Edu'nun ilk kart yediği, Deniz'in rakibi çektiği pozisyon ile hemen hemen aynı. F.Bahçe'ye geçen sene olduğu gibi bu sene de penaltı vermiyorlar. Şu ana kadar Lugano'nunkiyle beraber çalınmayan penaltı sayısı 6'ya çıktı. "Ceza sahasına giremiyorlar ki çalsınlar" diyenler var. F.Bahçe'nin ceza sahasından çıktığı mı var ki, çalmasınlar.
CİDDİYE ALINMIYOR "Bu hakemlerle şampiyon oluyor muş" diyen yorumcular şunu iyi bilsinler ki F.Bahçe bu hakemlerle değil, bu hakemlere rağmen şampiyon oluyor. Aslında her şey "F.Bahçe şampiyon olmasına rağmen neden düzenin değişmesini istiyor" sorusunun yanıtında yatıyor. Ama anlayan ya da anlamak isteyen kim? Ülkemizde artık yorumculara güvenilmiyor. Bana bir tane herkesin güvendiği, saygı duyduğu, "Bu adamın her söylediği doğru" dediği tek bir yorumcu gösteremezsiniz. O yüzden herkes kendi işini yapsın. Yapsın da ciddiye alınmadığını bilerek yapsın. Baksanıza birisi çıkıyor, "F.Bahçe galibiyetleri alırken benim verdiğim taktik işe yaradı" diyor. Ama mağlubiyetlerde arkadaşlarda "tık" yok. Ne oldu, taktik vermeyi mi unuttun? Bir başkası çıkıyor, İsveç liginin 8. sırasında olan ve adınını yeni duyduğumuz Helsingborg için "PSV'nin üç katı büyük takım" diyebiliyor. Vallahi ister gülün, ister ağlayın, halimiz bu. Biz de bu dünyanın içindeyiz. 'Kendimi ayırmayayım' diyorum ama hayatım boyunca böyle saçmalamadığım için mecburen ayırmak zorunda kalıyorum. Bizler yazıyoruz, konuşuyoruz, siz sevgili okurlar istediğinizi takip etmekte elbette özgürsünüz. Karar sizlerin.