Florya'da çanlar Kalli için çalıyor Futbol takımlarının patronluğunu yapmak kolay iş değildir. Binbir huyu olan insanları ortak bir amaçta uzun süre tutabilmek, şımarmaya yatkın yarı profesyonel gençleri manevi anlamda tatmin edebilmek, takım içi dengeleri kurabilmek gerçekten kolay değildir. Bir yandan dışdaki mücadele, diğer yandan içteki çekişme. Yorar insanı bu uğraşlar. Feldkamp da yoruldu. Yorulduğu için sağlıklı karar verebilme yetisini kaybetmeye başladı. Disiplin örtüsü, sorunların üstünü kapatmaya yetmiyor artık... Feldkamp her an gidebilir, "Benden bu kadar. Takımı kurdum, bundan sonrası gençlerin işi" diyebilir.
Eğer Galatasaray yönetimi geçmişten ders çıkarmayıp kendisine bir Alman yardımcı alsaydı çoktan gitmiş bile olabilirdi. Malum, Kalli 92'de Galatasaray'ı Hollmann'a bıraktı sezon sonunda. 98-99 sezonunun 25. haftasında geldiği Beşiktaş'ı da ertesi sezonun 2. haftası terk etti, geride Briegel'i bırakarak. Yani son 15 yılda çalıştırdığı iki kulüpten de sağlık sorunları nedeniyle ayrılan Kalli'nin 74 yaşında hâlâ sorunsuz gitmesi pek mümkün görünmüyor açıkçası. Florya'nın seslerine kulak verirseniz, Kalli'nin suyu çoktan ısındı bile. Bir kere baştan hata yaptı, Hakan ile uğraştı ki onunla uğraşanı her zaman cin çarpmıştır, malum! Herkes gider, o kalır. Adnan Polat'tan "Bıraktım, diyene kadar kadroda" garantisini alan tek futbolcudur kendisi. İkinci hatası, yönetime bir yıl daha görevde kalma şansını tanıyan, ligin en pahalı yıldızlarından Lincoln'ü küstürmüştür. Üçüncüsü, yaş farkı nedeniyle oyuncularıyla olması gereken diyaloğu oluşturmakta sıkıntı yaşamaktadır. Dördüncüsünü, Hakan Ünsal, Show TV'deki 6 Pas'ta açıkladı, "G.Saray doğru düzgün idman yapmıyor..." Futbol dünyasının görünmeyen bir kurallar ve ilişkiler sistemi vardır. O görünmeyen çark, Kalli'nin aleyhine işliyor. Ben teknik kadroda, devre arasında bir değişiklik olacağını düşünüyorum... Futbolun hayaleti ve Florya'nın sesleri öyle diyor çünkü...