Arayış nereye kadar! G.Saray için Denizli deplasmanı çok önemliydi. Denizlispor ters bir takımdı ve eminim ki bir çok G.Saraylıyı, (bunlara yöneticileri de katabiliriz) maç öncesinde sıkıştırsak "bir puana şapka çıkarırım" mantığını savunabilirdi. G.Saray o maçı kazandı. Bir çok üstad "Şampiyonluğu derbi maçların sonuçları belirler" der. Ben katılmıyorum, işte bu tür maçlardan çıkarılacak galibiyetler ve puanlar şampiyonluğun yolunu açar. Derbileri de kazanırsan zaten takipçinle arandaki puan farkını fersah fersah açarsın. İşte Denizlispor galibiyeti G.Saray'ın şampiyonluk yolunda çok önemseyeceği bir maç olarak tarihe geçecek. Bu zafer şimdiden G.Saray hanesine moral, puan ve hedef anlamında önemli misyon yükledi. Şampiyonluğa ulaşmak bu kadar kolay değil elbette. Şimdi sırada en az onun kadar önemli G.Antep maçı var. Eğer bu maç da kazanılırsa Denizli galibiyetinin anlamı daha da taçlanır.
Kalli sürprizleri bırakmalı G.Saray'ın kadrosu ezeli rakipleri Fenerbahçe ve Beşiktaş kadar zengin değil. En azından onlar kadar alternatif futbolcu kullanma şansı yok. Elinde olanı hatasız değerlendirmek zorunda. Kalli kadroyla çok sık oynuyor. Bazı futbolculara takıntılı olduğu da bilinmedik bir şey değil. Ligin artık ortasına gelindiğinde mevcut futbolcuları yeniden keşfetmenin bir anlamı olmasa gerek. Yeni bir sağ, bek yeni bir sol bek, yeni bir libero veya yeni bir forvet gibi. Şu dönem yaşanan sakatlıklar G.Saray'ın şanssızlığı, yapacak bir şey yok. Ama ben hâlâ anlamıyorum Kalli bu Nonda'yı niye kabullenemez, Serkan'a forma verirken niye cimrilik yapar, Aykut'u neden görmezden gelir? Kötü döneminde Ümit Karan'a niye katlanır, sıkıştığı zaman PAF'tan çağırdığı Özgürcan'ı niye hâlâ amatör muamelesine tabi tutar? G.Saray ligin şampiyon adayı, doğru. Ama ligin şampiyonu en az hata yapan hocanın takımı olacak. Ben Kalli'de hâlâ bu ışığı yeterince göremiyorum.