Neler olmaz? Dün akşam Galatasaray'ı seyrederken bu takımda nelerin olmaması gerektiği bir kez daha anladık. Birincisi: Sabri'den sağ bek olmaz, Fatih Terim'den Gerets'e, ondan Kalli'ye herkes Sabri'den sağ bek yaratmaya çalışıyor ama bu imkânsız. Sabri'nin oynayacağı yer belli. Galatasaray'ın bir tek sağ beki var, o da Uğur. İkincisi: Galatasaray'ın tek santrfor oynayacağı maçlarda Serkan'ın ilk 11'de olması şart. Çünkü topu kaptığı zaman direkt kaleye gidebilen, araya atılan toplara çok iyi giren, belki Türkiye liglerinin en süratli futbolcusu. Ama gerek heyecanı, gerek fazla forma bulaması nedeniyle dengesiz oynuyor. Sakinleştiği anda büyük kazançtır. Üçüncüsü: Carrusca ve Bouzid, Galatasaray'da oynayamaz. Gerçi Carrusca çok şık bir gol attı ama bu gol vuruşunun dışında fevkalade etkisizdi. Savunma yönü hiç yok, fantaziye kaçmayı çok seviyor ve yavaş oynuyor. Halı saha ya da plajda başarılı olabilir ama yeşil sahada asla. Bouzid oynadığı yerin temel kurallarını bilmiyor. Uzun boylu olmasına rağmen hava toplarında hiçbir hakimiyeti yok. Kademeye giremiyor, yer tutamıyor ve kolay çalım yiyor. Dördüncüsü: Bu takım Hasan Şaş'sız olmaz. Hasan basit oynadığı zaman gerçekten çok iyi bir futbolcu. Hasan'ın tek kusuru her şeyi tek başına yapmak için gösterdiği olağanüstü çaba. Yardımlaşmayı ve düz oynamayı yeğlediği zaman çok katkısı oluyor. Beşincisi: Galatasaray'ın kalesini koruması gereken kişi Aykut, Orkun değil. Orkun bir çizgi kalecisi ve maçın gidişine kendini çok kaptırıyor. Daha iyisi bulunana kadar Aykut kaleyi korumalı. Altıncısı: Galatasaray iyi çalışmıyor. Bunu söyleyen tek kişi ben değilim. Bir değil iki 90 dakika at arda oynayacak kadar genç ve dinamik futbolcular 60. dakikadan sonra dilleri bir karış dışarıda dolanıyorlar. Galatasaray'ın nasıl bir taktikle oynadığını anlamadım. Bir ara baktım beş kişi ileride, 5 kişi geride. 35'ine dayanmış Yusuf 35-40 metre gidiyor, önüne kimse çıkmıyor. Dün Galatasaray kazandıysa, Denizli'nin beceriksizliğinden dolayı kazandı.