24 yıllık özlem Fenerbahçe bu sene Avrupa'da başarılı oluyor. Futbol adına büyük bir aksilik yaşanmazsa son derece güçlü olan gruptan da çıkılacaktır. Hep söylüyoruz bu başarılar asla sürpriz veya günlük değildir. Söz konusu olan Daum ile başlayıp, Zico ile devam eden bir süreçtir. Bunları göremeyip de doğru tespitlerde bulunamamak için F.Bahçe'yi hiç tanımamak gerekir. F.Bahçe artık rakip kalelerde bol pozisyonlar üretirken, kalesinde öyle fazla rahatsızlık yaşamıyor. Ne yaptığını bilen takım görüntüsünde. Avrupa arenasında artık saha içinde olduğunu gibi saha dışında da rakiplere gözdağı veren bir kadro yapısı mevcut. Başta Zico, Carlos ve Alex olmak üzere tüm takım oralarda büyük saygı görüyor. İmza almak ve fotoğraf çektirmek için yarışanlar var.
11 kişi değişmemeli İşte bu güzellikler sahadaki futbola da yansıyor. Bakın geçen gün Zico için Samandıra'ya Japonya'dan kalabalık bir hayran topluluğu geldi. Adamın kıymetini bütün dünya bilip anlıyor artık ülkemizde de bilecekler ve anlayacaklar. Başka çaresi yok. Bu akşam takım 3. kulvarına da çıkacak. Lig, Avrupa derken şimdi de Fortis Türkiye Kupası start alıyor. F.Bahçe'nin elinde geniş kadro var. G.Antep nasıl çıkacak kestirmek güç. Tam kadro mu çıkacak, kulübedeki futbolcuları oynatır mı? Bilemiyoruz. Ama ne olursa olsun felsefe olarak açık oynayan bir takım. Ve bu da benim hoşuma gider. F.Bahçe'de ise Zico oynasın oynamasın futbolcularını hep hazır tutuyor. O yüzden her iki takıma baktığımda zevkli bir 90 dakika izyeyeceğimizi düşünüyorum. Türkiye Kupası çok uzun yıllardır müzenin yolunu unuttu. En son 1982-83 sezonunda Mersin İdman Yurdu ile karşılaşmış benim ve Tavşan Mustafa'nın golleriyle maçı 2-1 kazanmış ve kupayı almıştık. Aradan 24 yıl geçti. Süre bayağı uzun. Ben Zico'nun yerinde olsam illaki değişik kadro çıkarayım diye olayı da fazla abartmam. Oynamayan futbolcularla çıkılmasından yanayım ama 11 kişinin birden değişmesine de gerek yok.