Delgado ne iş yapar? Şu bir gerçek; Türk takımları çarşamba-pazar futbol trafiğini kaldıramıyor. Belediye sınavı bunun tipik örneği oldu. Çarşamba günü muhteşem bir futbolla Liverpool'u dize getiren Beşiktaş'ı pazar günü kimse tanıyamadı. Belediyespor maçındaki Beşiktaş'ı, Rafael Benitez izlemiş olsa böyle bir takıma yenildikleri için kafasını herhalde duvardan duvara vururdu. Bir büyük takım sadece dört günde bu kadar değişir mi? Yazık ki burası Türkiye ve değişiyor. Bu bütün Türk takımları için hazin bir gerçek. Gördük ki çarşambanın olağanüstü Beşiktaş'ı, pazar günü hem fiziksel hem de zihinsel olarak bitmiş. Eğer Hakan Arıkan o inanılmaz kurtarışları yapmasa Beşiktaş hezimete uğrardı. Türkiye'ye gelen yabancı futbolcu da futbolumuzun bu negatif karakterinden kendisini sıyıramıyor. Örneğin Tello... Sezon başından buyana Beşiktaş'ın en iyi futbolcusuydu. Belediyespor maçındaysa ise kötülerin en kötüsüydü. Topa vuracak hali bile kalmamıştı. Liverpool yorgunluğu onu da bitirmişti. Bu sözler Cisse için de geçerli. Delgado'ya gelince... Onun için şimdiye kadar hiç iyi şeyler yazamadım. Galiba yazamayacağım da... Sahalarda "süperstar" statüsü ile dolaşan böyle "sahte" bir oyuncu görmedim. İyi korner kullanıyor, sol taraftan sağ ayağı ile iyi frikik atıyor. Hepsi bu kadar... Başladığı hiçbir işin sonunu getiremiyor. Birkaç topuk hareketi ile kendisini ve seyirciyi kandırmaya devam ediyor. İkinci sınıf Zürih maçlarındaki üç golü ve Trabzon'daki penaltısı dışında ondan bende kalan hiçbir iz yok. Delgado, bu futbolla asla Arjantin Milli Takımı'nın formasını giyemez. Sanmıyorum ama beni yanıltırsa özür dilemesini bilirim.