Nonda, gözler onda G.Saray için zor maç olacağı baştan belliydi. Rakip Denizlispor ligin çetin ekiplerinden biriydi. Sarı-kırmızılı ekipte önemli eksikler vardı. Lincoln, Hakan Şükür, Ayhan, Sabri, Okan ve son olarak Linderoth yani ideal takımın yarısı sakatlıkları ve tedavileri nedeniyle formadan ayrıydı. Kalli bu nedenle eldeki 11'e bakıp farklı bir kadro sahaya sürdü. H. Şaş ilk kez sağ bekte, yedek kulübesinin müdavimi Bouzid ise ön liberoda oynadı. Nonda zorunlu olarak 11'deydi. Denizli Atatürk Stadı'nda müthiş bir ambians vardı. Tribünler Türk Bayrakları ile donatılmış ortam milli maç havasını andırıyordu. Denizlispor sahaya, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" pankartıyla çıkarken bu tepkiye taraflı tarafsız, herkes katılıyordu. Denizli'nin umut adamı Yusuf'tu. Tüm planlar ona göre yapılmış, topu ayağına alan Yusuf'a atıyordu. G.Saray Yusuf'a adam markajı yapmadı ama oynatmadı da.
Ballı kaymak oldu G.Saray ilk gol pozisyonuna Arda'nın 25 metreden attığı şutla girdi. İkinci çeyreğin başında ise Ümit Karan yine akıllara zarar bir gol kaçırdı. Onun yapamadığını devrenin sonuna doğru Hasan'ın şık ortasına iyi çıkan Nonda attığı golle yaptı. Denizlispor ikinci yarıya golle başladı. Ön libero Bouzid gereksiz şekilde ceza sahası içinde rakibine yüklenince hakem penaltı noktasını gösterdi. Kratochvil'in skora denge getiren atışı harikaydı. G.Saray'da gecenin en çalışkan iki adamı Hasan Şaş ve Nonda'ydı. Kalli 80'lerde Bouzid'in yerine Uğur'u oyuna alıp Hasan'ı açığa çekti, Barış'ı da aldı. Topal da ön libero oldu. Doğru olan da buydu. Nonda'nın penaltı golü Aslan'a ballı kaymak gibi geldi. Şimdi Kalli'ye soruyorum?"Arkadaş bu adamı bugüne kadar niye kulübeye hapsettin?