Aurelio bırakmadı Fenerbahçe maçın başında bulduğu iki golden sonra kolay kazanması gereken bir maçı önce konsantrasyon eksikliği sonra da orta saha zaafı yüzünden zora soktu. Halbuki maça son derece iyi başlamıştı Fenerbahçe. Ama dakikalar ilirledikçe yavaş yavaş konsantrasyonunu kaybedince Kasımpaşa'nın golü dakikalar evvelinden 'geliyorum' dedi. Önce Volkan iki önemli kurtarış yaptı. Sonra Faruk net bir fırsattan yararlanamadı. Ardından da Kasımpaşa'nın golü geldi. Mücadelenin geneline bakarsak Appiah ve Tümer'in maç eksikleri yüzünden oyuna ğırlıklarını koyamamaları Fenerbahçe'nin orta sahadaki etkinliğini azalttı. Tümer attığı şık gol haricinde sahada hiç yoktu. Zico'nun belki de Kazım'ı Deivid ile değil Tümer ile değiştirmesi daha doğru olurdu. Altı aydır oynamayan Appiah'ın da 90 dakikayı tamamlayacak kondisyona ulaşması için daha zamana ihtiyacı olduğu apaçık ortadaydı. Onun yerine diri bir Selçuk en azından son 30 dakikada düşünülebilirdi.
Tehoue açığı kapatabilir! Aurelio olağanüstü performansıyla oyunun son bölümünde orta sahayı tek başına ayakta tutmaya çalıştı. Verdiği gol pası dışında Semih de pek etkili değildi. Sezon başından beri sıkça eleştirilen Kezman'a göre fazla bir artısı yoktu. Zaten hem Kezman hem Semih bu takıma katkıda bulunabilecek santraforlar olmalarına rağmen bu sistemde fazla etkili olamıyorlar. Belki bir maçta değerlendirmek doğru değil ama Kasımpaşa'nın santroforu Tehoue, Fenerbahçe'nin tam ihtiyacı olan futbolcu... Vücudunu kullanması, hava toplarında rakibi bozması ve en önemlisi topla buluşur buluşmaz bekletmeden attığı sert şutları çok önemli özellikler. Fransız golcü, maç boyunca Fenerbahçe defansını sık sık yıprattı. Sonuç olarak; Fenerbahçe'nin zorlu PSV sınavı sonrası üç puanı zor da olsa kazanması son derece önemliydi.