Suçlu forvetler Doğrusunu isterseniz Fransa'ya gelirken Galatasaray'dan pek umutlu değildim. Hatta otelden maça gelirken içimizden bir arkadaş herkesten maç tahmini aldı. Çoğunluğun düşüncesi sarıkırmızılıların bu maçtan alacağı beraberliği süper bir sonuç olarak görüyordu. Ancak maç başladı özellikle ilk yarı Nonda'nın penaltı golünden sonra tabeladaki skor 4-0 Galatasaray lehine olmalıydı. Bu olmadı ise nedenini Nonda ve Ümit'e sormak lazım. Öyle goller kaçırdılar ki bir deplasman maçında bulamayacakları fırsatları bol keseden harcadılar. Bu arada Kalli'yi de tebrik etmek lazım. Ender oynattığı çift ön liberoyu Barış ve Linderoth'la bu maçta deneyince rakibine ilk yarı boyunca tek fırsat bile vermedi. Bence akıllı bir taktikti. Bordeaux deplasmanında takım böyle oynamalıydı.
Şuursuz ataklar İlk yarı Galatasaray'ın 1-0'lık üstünlüğüyle bitti ama ikinci yarı adeta sarı-kırmızılı futbolcular duraklama devrine girdiler. Fransız takımı da onların bu duraklamasından yararlanıp ikinci yarıda bulduğu iki gol pozisyonunu ikide iki yaparak bir anda öne geçti. Sarı-kırmızılılar ise bu gollerden sonra iyice bozuldu. Doğru dürüst top yapamadılar. Şuursuzca ataklarla gol aramaya başladılar. Ancak ilk yarıdaki fırsatları da bulamayınca bir türlü beraberliği yakalayamadılar. Sonuçta ilk yarıda oynadıkları futbolla arzuladığı puanı alamadan İstanbul'a döndüler.
Cömertlik yaktı Bu maç neden kaybedildi diye sorarsınız. Bunun suçlularını Nonda ve Ümit Karan olarak söyleyebilirim. Nasıl bir kaleci hata yapıp gol yediği zaman suçlu ilan edilirse ben de bu defa forvet oyuncularını bu maçın kaybedilmesinde suçlu görüyorum. Bir deplasman maçında bu kadar pozisyonu cömertçe harcamaya hakları yoktu. Ancak Galatasaray, ilk yarıda oynadığı futbolu diğer maçlara taşırsa bu gruptan çıkar. Birinci olarak çıkamasa bile ikinci ya da üçüncü olarak buradan çıkar. Sonuçta kaybettikleri maç grubun favorilerinden Bordeaux'ya karşıydı. Kaybetmeselerdi büyük bir avantaja sahip olacaklardı. Yine de buradan çıkarız.