Kaleci! Varol Ürkmez, Necmi Mutlu, Sabri Dino... Beşiktaş'ın bir dolu şampiyonluğunda imzaları olmuş, unutulmaz efsane kalecileri. Ve Mete Bozkurt... Ve Rasim Kara... Son 40 yılı aşkın süreçte siyah-beyazlı kaleyi, hani deriz ya; "adam gibi adam" diye, "Kaleci gibi kaleci" övgüleriyle korudular yıllarca. Onlar gitti, Beşiktaş'ın "sorunsuz kale" devri bitti. Hakan Arıkan hatalı goller yedi. Yiyebilir. Ama Moldova'da yediği o gol, unutulacak gibi değil! Kornerlerdeki zayıflığına, topun sıfır açıdan gelmesi mazeret gösterilebilir. Moldova'da 40 metreden, karşıdan gelen topa hiçbir mazeret gösterilemez. Hakan, taç atışından gelen o topu gol olarak kalesinde gördüğü gibi kontrolsüzlüğünden yerlerde çırpınarak, kendini de sakatladı! Yönetim, mutlaka "güvenilir" bir kaleci transfer etmelidir! Kaldı ki; Rüştü'nün uzun süren sakatlığı iyileşse de bundan sonra eski performansına izin verir mi, kesin bir şey söylenemez.
Çalışırsan olur Kaleci, bir takımın alacağı sonuçta etkin olan "bir numaralı" oyuncudur. Kurtaracağı goller kadar oyunun kurgusunda da büyük payı, görevi olur. Bu işlevi Cordoba, mükemmel yapardı. Eliyle ya da ayağıyla attığı toplar hep nokta atışı olur, oyunu kendisi "libero" gibi başlatırdı. Bu nokta atışlarıyla Beşiktaş'a bir dolu gol de kazandırmıştı. Çalışılırsa her kaleci yapabilir. Hakan yapmıyor. Rüştü gibi bütün topları ya rakip savunmaya hücum başlatması için ikram oluyor, ya da minare boyunda gönderdiği için forvet arkadaşı kontrol edemiyor! Şimdi... Beşiktaş, bugün İnönü Stadı'nda Avrupa'daki kaderini belirleyecek Liverpool maçına çıkacak. Rüştü'nün, refleksinin düştüğü ve tedirginliği, Trabzon'da net gözlendi. Hakan ise yaptığı hatalarla güveni sarstı! Ertuğrul Sağlam'ın, bugünkü maçta Rüştü'yü seçmesi; "ustayı çırağa tercihi" olacaktır. O kadar!