Çok sıcaktı Statta hemen önümde Hooijdonk vardı. Selamlaş-tığımızda gözlerindeki güvenden, o da Fenerbahçe'nin puan alarak döneceğini hissetmişti herhalde. Koeman da aslında Fenerbahçe'den çekinerek 3 forvet oynamayı göze alamamıştı. Seyircinin "Gürültücü'' tavrı, hakemi etkilemiyor, iki takım da savunma arkasına adam kaçırmaya çalışıyordu. Bir tarafta Perez, diğer tarafta Alex bu işin aktörleriydi. Deniz Barış 6. dakikada maçın müdahelesini yapıyor, duran toplara Fenerbahçe dikkat ediyor ama Deivid'in tarafından Farfan ve Perez'le çok atak yiyordu. Dün yazdığım gibi PSV, orta alanda baskı yapmıyor, Perez ve Bakkal'ı sürekli yer değiştirerek kontra arıyordu. Addo, tam bir "maden'' gibi bize çalışıyor, bu arada sakatlanan oyuncumuzun tedavisi için dışarı atılan topa, top için oyuncularına kızan Koeman "Gençlik hayranlığımı'' tamamen kaybediyordu.
Deniz mükemmeldi Sürekli hata yapan Addo'nun üstüne oynamayıp bir de Alex'i kaybedince Fenerbahçe'nin yaratıcılığı azalıyordu. Gökhan'ın yıldızlaştığı ilk yarının tek sorunu iki ön liberonun da sarı kartlı olmasıydı. Takım iyi mücadele ile az pozisyon veriyor, ikinci yarının başında ön alanda baskı yaparak Semih'le iki de pozisyon buluyordu. "Bizim madenimiz" Addo çıkıp, sol bekleri stoper olunca Koevermans ile üçledikleri forvet, orta alanlarını zayıflatıyordu. Bu dakikadan sonra galibiyet için oynayacağını düşündüğüm Fenerbahçe'de Deivid'in kırmızısı işi bozuyordu. Ama arkasından Fenerbahçe'nin takım olarak mükemmel mücadelesi, doğru saha paylaşımı, Deniz'in mükemmel oyunu, rakibe sadece 4 şut attırıyor, hakemin başarılı yönetimi de buna eklenince maçın sonunda şehitlerimiz için alındığını düşündüğüm 1 puan soğuğu hissetmememi sağlıyordu.