Daha ne olsun! Önce G.Saray beraberliği, ardından Porto mağlubiyeti tüm moralleri alt üst etmişti Beşiktaş'ta... Bu da yetmiyormuş gibi Şampiyonlar Ligi maçı sonrasında taraftarlar ile futbolcular arasında yaşanan gerginlik, pişmiş aşa su katmıştı... Neyse ki G.Birliği maçı imdadına yetişti siyah-beyazlıların. Başlama düdüğü çalmadan önce tribündekiler ile yeşil sahadakiler barıştı. Gerçi tribünlerin "O forma kutsaldır, nasip olmaz herkese" tezahüratının altında çok "derin" anlamlar vardı ve bence futbolcular da bunun farkındaydı... Bunun da bir etkisi olsa gerek, dün sahada bambaşka bir Beşiktaş vardı... En başta kadro farklıydı. Ricardinho, Bobo, Serdar Kurtuluş, İbrahim Akın gibi yıldızların saha yerine tribünde olmaları sıkıntı yaratacak gibi görünüyordu maç öncesinde. Çünkü 7 haftadır şans bulamayan Ali Tandoğan ile 5 haftadır sahalardan uzak kalan Burak Yılmaz; son dakika sakatlıkların nedeniyle kendilerini bir anda ilk 11 listesinde gördüler... Yani, onlar bile dünkü maçta oynayabileceklerini düşünmüyorlardı aslında... İşin özü; Beşiktaşlı futbolcuların G.Birliği maçına motive olmaları bir hayli zordu. Bu da zaten takım oyunu oynamakta zorluk çeken siyah-beyazlılar için büyük bir dezavantajdı. Ama korkulan olmadı... Bu sezon ayağıyla ve kafasıyla sayısız gol kaçıran Nobre, kendisinin bile kırk yıl düşünse aklına gelmeyen bir yeriyle (topuğuyla) topu ağlara göndererek Kartal'ı İnönü'de uçuran isim oldu.
Risk almadılar İlk 20 dakikalık bölümde sahanın tek hakimi Beşiktaş'tı. Delgado, Nobre ve Burak ile yakaladığı fırsatları değerlendiremeyen ev sahibi ekip, ardından oyunda dengeyi sağlayan G.Birliği'nin gelişen kontrataklarına başarıyla karşı koydu. İkinci devre daha sakin, daha risksiz bir futbol oynamak isteyen Beşiktaş, bu isteğini zor da olsa gerçekleştirdi. Milli maç için verilen ara öncesinde alınacak galibiyet, her açıdan önemliydi. Moral oldu, puan oldu, barış oldu...