Yolunuz açık olsun İlk maçtan sonra Galatasaray'ın seyircisiyle birlikte Sion'u ablukaya alacağını adım gibi biliyordum. Sürekli okuyucularım hatırlayacaklardır, ilk maçta 3-0'ken de kılımı kıpırdatmamıştım. Çünkü Galatatasaray bu takımdan çok üstündü. Dolu tribünler önünde tezahüratla birlikte oynamanın futbolcuları olumlu yönde motive ettiği gibi onlara keyif de verdiğini dün bir kez daha gördük. Maçın başından Ümit'in attığı ilk gole kadar her an her atakta gol bekledim. İlk golden sonra rakibin biraz daha top oynamaya çalışıp, gol atma isteği Galatasaray'ın işini daha da kolaylaştırdı. Ümit'in ikinci golü ve hemen akabinde Lincoln'ün golü Sion'un gardını daha ilk devrede düşürdü. Hem ligde hem de UEFA'da şu ana kadar her şey dört dörtlük gidiyor. Sarı-kırmızılı takım, önüne geleni silindir gibi eziyor. Bundan sonra da özellikle Türkiye'de çok büyük aksilikler olmazsa Galatasaray yoluna emin adımlarla devam eder. Bu uzun maratonda birkaç zorlayıcı rakip var.
Her şey iyi gidecek gibi Bunlardan bir tanesi, şu an 7 puan geride olsa da Fenerbahçe. Ama o kadar güzel bir avantaj yakalandı ki birkaç puan kaybı veya mağlubiyet, her şeyi çok kötü hale sokmaz. Tabii ki çok erken ama tekrar ediyorum; bazı oyuncuları beğenmesem de Galatasaray için Süper Lig'de her şey iyi gidecek gibi. Ancak UEFA'da güçlü rakipler karşısında sıkıntı yaşanabilir. Gidişata göre belki Avrupa için zamanla takviye yapılabilir. İki gol atan Ümit, her golde katkısı olan bir tane de atan Lincoln, Arda, Song, son iki maçtır Servet, disiplinli oynayan Uğur ve Volkan ön plana çıkan oyunculardı. Hakan gene baskı altında. Rekorların adamına bu kadar çok strese girmek yakışmıyor. En az iki gol atarak bu maçı bitirmeliydi. Kısaca Galatasaray çok üstün olduğu rakibine karşı seyircisinin de coşkusuyla kazandı ve maçı izleyen herkesi mutlu etti.