Kasıtlı olsaydı Hakan'ı atardı Beşiktaş'ın hakemlere isyanı devam ediyor. Dereli'nin kararları için neler söyleyeceksiniz. Kendi poposunu kurtarmak isteyen, bu ülkede hakemlere saldırıyor. Sinan Engin'in önce doğru bir lafı var: 'Ne oynadık ki biz!' Evvela onu bir bitir. Sen oyna da ondan sonra hakem seni mağlup ettirmiş olsun. Bana sorarsan korner. Bana sorarsan penaltı. Sinan'la oturup, seyredelim. O ne kadar 'Aut' diye ısrar ederse ben de o kadar 'Korner' diye iddia edeceğim, aynı görüntü ile. Bence net bir korner. Onu süzen hakemi de alkışlamak lazım. Penaltının hiç tartışması yok. Türkiye'deki hakemler, FIFA'daki futbol kurallarındaki değişimleri, yorumları izlemiyorlar. Kendi düdük çaldıkları dönemdeki gibi zannediyorlar. Değişti. Hâlâ Erman Toroğlu, hâlâ Metin Tokat, hala Ahmet Çakar, "Efendim, önce topa dokundu" diyor. Yahu o devir geçti. Topa dokunmak o kusurlu hareketi kurtarmıyor. Şimdi sen adamın kafasının yanında röveşata yapıyorsun, topa vuruyorsun, adama dokunmuyorsun bile, buna rağmen hakem düdük çalıyor, çift vuruş veriyor, golü iptal ediyor. Neden? Çünkü adamın kafasına kadar ayağını kaldırman yasak. Kafasına değip değmemen önemli değil. Topa vurman da önemli değil. Futbol kuralı diyor ki 'Sen ayağını adamın kafasına kadar kaldıramazsın. Ondan sonra yaptığın beni hiç ilgilendirmez.' Bugün yorum şu: Dalma yok. Önden dalarsan sarı kart, arkadan dalarsan kırmızı kart. İster topa değ, ister değme. Kimsenin umurunda değil. 1988 Avrupa Şampiyonası final maçında, Van Basten'e yapılan penaltı. Adam topa vuruyor. Topu çeldi, buna rağmen hakemler penaltıyı verdiler ve FIFA açıklama yaptı: 'Karar doğrudur' diye. Topa vurmuş olması, adama çelme takma gerçeğini değiştirmez. Çelme takmak yasak. O zaman ki 9 kusurlu hareketten biri. Topa vurdu vurmadı o ayrı. Hâlâ Metin Tokat, hâlâ Ahmet Çakar diyor ki, 'topun gittiği yere baksaydı, adamın topa vurduğunu görürdü.' Fark etmez. Topa vurmak için Arda'ya çelme takmıyor mu? Koşu yolunu kesmiyor mu, Arda'nın ayağının önüne vücudunu koymuyor mu? Evet. Üstelik bir kişi değil, iki kişi yapıyor bunu!.. Sen hâlâ bu penaltıyı tartışıyorsan, senin hakemliğin 1890'da kalmış demektir. Bir baksınlar lütfen her sene yorumlara bir baksınlar. Ayrıca kural der ki: Çelme takmak ve çelme takmaya teşebbüs etmek suç. Ve Sinan Engin kardeşim, benimle beraber gelir misin Digitürk'e?.. Kasıtlı hakem olsaydı, Barış'a vurduğu tekme nedeniyle Hakan'ı kırmızı kartla oyundan atmaz, Beşiktaş'ı 10 kişi bırakmaz mıydı? Penaltıyı orada vermez miydi? Hakemle Hakan'ın arası 3 metre. O kadar yakın. Hakan'la Barış'ın arasına girdi ve 'Barışın' deyip kartsız geçiştirdi olayı. Kasıtlı hakem o tekmeyi cezasız bırakır mı? Üstelik de topu yakalamışken, oyunda yokken, belli tekmenin kasten atıldığı. Bundan bahis yok, gazetelerde de bahis yok. Geçen hafta Fenerbahçe kalecisi Volkan penaltı ve oyundan atılmaktan kurduldu. Bu hafta Beşiktaş'ın kalecisi Hakan penaltı ve oyundan atılmaktan kurtuldu. Bunlardan bahis yok. Ondan sonra da çok bariz bir penaltıyı verdi diye "Hakemler kasıtlı." Yok ya, bu kadar kolay değil. Kimse kendisini kurtarmak için hakemlere saldırmasın, hakemleri hedef göstermesin. Beşiktaş'ın transferleri yanlış, Beşiktaş kötü futbol oynuyor. Sen Beşiktaş'ı düzelt, kazanması gereken bir maçı hakemler kaybettirdiyse, oturup konuşalım. Ama Sinan Engin dahil Beşiktaş'ın o maçı kazanması gerektiğini söyleyen yok. Sen seyircisiz, sen maç günü sezonun en büyük şokunu yaşamış, Lincoln'ü ve Hakan'ı kadro dışı bırakmış ki maç öncesi Beşiktaş'ın bütün hesapları o Lincoln'ün, o Hakan'ın üzerine kurulmuş, Galatasaray'ı yenemiyorsan eğer, bırak yenilmeyi, diyelim ki yenilmeyi hakemler sağladı, yenemiyorsan eğer sen kimi yeneceksin kardeşim. Futbolcular da gazeteleri okuyorlar, 'Ha biz aslanlar gibi oynuyoruz. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Ama bizi hakemler yakıyor' deyip keyiflerine bakıyorlar, Reina'ya eğlenmeye gidiyorlar.