İyi olan kazandı Maçtan birkaç saat önce Hakan Şükür ve Lincoln'ün kadro dışı kalması Galatasaray'ı etkilemiyor, her şeye rağmen bu derbiyi de kazanıyorlarsa onlara "helal olsun" demekten başka bir söz bulamıyorum. Seyircisiz ilk derbiydi. Belki bu nedenle maç kalitesizdi. İki takımın da temposu çok düşüktü. Ama sahada daha aktif görünen takım Galatasaray'dı. Gol atmayı isteyen, ikili mücadeleleri kazanan, şut atan, kenarlardan top ortalayıp pozisyon arayan ve gol yememek için ellerinden geleni yapan hep Galatasaraylı futbolculardı. Belki çok kaliteli değiller, klas hareketler yapmadılar, yaratıcılıkları da yoktu ama hırsları üst düzeydeydi. Beşiktaş'ı gözlerine kestirmişlerdi. 'Belki Lincoln ve Hakan abi olsaydı daha iyiydi ama biz onlar olmadan da bu işi beceririz' havasındaydılar. Hem maçta hem de takımlar da sivrilen oyuncu yoktu. Galatasaray daha bir takım gibiydi. Daha organizeydi ve maç kazanmayı hak etti. Bu maçı da kazandıktan sonra bende şöyle bir kanı oluştu. Galatasaray'ı Türkiye'de kolay kolay kimse yenemez. Büyük aksilikler olmazsa yenilmez.
Tebriği hak ettiler Aslında maç 40. dakikada Barış düzgün pas verebilse durum 2-0 olur ve ilk yarıda kopabilirdi. Barış bu işi beceremeyince Tello, ilk yarıda eşitliği sağladı. O pası veremeyen Barış'a yıldız diyenler var! Linderoth hakkında yazmayacağım. Çünkü İsveç Milli Takımı'nın kaptanı diyerek yeri göğü inletenler onu nasıl futbolcu olduğunu görüyorlardır. Nonda da golünü attı ama burada kalıcı bir oyuncu değil. Song ve Servet'i beğendim. Arda, daha iyi oynayabilirdi. Hakan Balta ekstra görev yaptı. Volkan iyi gibiydi. G.Saraylıları tebrik ediyorum. Beşiktaş'a gelince... Başta yabancılar olmak üzere hepsi hem şanslı insanlar hem de şanslı futbolcular oldu.