Sessiz çığlık Önce Feldkamp'ın Hakan Şükür ile Lincoln'ü kadro dışı bıraktığı maç sabahı operasyonundan başlayalım. Ne olmuş, Hakan en küçü kızını kampa getirmiş, Lincoln da vatandaşı üç erkek konuğu ile gece 01.30'a kadar tesislerde sohbet etmiş. Hakan'a sorduk, "Gerets döneminde de kızımı getirirdim. Alman hoca yeni bir yasak koymuş. Yapacak bir şey yok" demekle yetindi. Lincoln'ün sorunu da aynı. Bana göre ağır bir karar. Ne yapmışlar; tesislere bayan mı davet etmişler, içki aleminde mi yakalanmışlar, hiçbiri. Peki üzüm çalanı suçlu bulduk, bağcının hiç mi suçu yok. Takım kamptaysa hoca nerede? Gerets'in ve daha da geriye gidelim Terim'in kamp dönemini evde değil Florya'da tesislerde geçirdiğini iyi bilirim. Eğer Feldkamp tesislerde olsaydı uyarı önce yapılır, sorun sabahı görmeden bünyede çözülürdü. Bana göre bu skandalda herkes suçlu kimse kendini aklayamaz. Ama göreceksiniz fatura tesislerin güvenlik görevlisine kesilecek. Gelelim maça... G.Saray'da zaten maç öncesi önemli eksikler vardı. Bunlara seyirci ve başkanı da ekleyebiliriz. Hafta içinde Hasan Şaş ve Ayhan'ın da devre dışı kalmasıyla önemli güç kaybedilmişti. Son dakikada Lincoln ve Hakan Şükür'ün de tribünlere çıkması G.Saray adına önemli bir dezavantaj, Beşiktaş adına ise bulunmaz fırsattı.
Sağlam sürpriz! Ama Sağlam hoca da sürpriz yapmış maça Delgado'suz başlamıştı. Feldkamp; Lincoln'ün görevini Arda'ya yüklemiş, Şükür'ün yerine Nonda'yı sahaya sürmüştü. Ortanın solunda ise Hakan Balta forma giydi. 24. dakikada Beşiktaş'ın hediye kornerinde Hakan'ın golü G.Saray'ı ateşledi. İlk yarı biterken Tello'nun müthiş füzesi Beşiktaş'ın erken teslim olmayacağının işaretiydi. İkinci yarıya G.Saray daha temkinli başladı. Nonda ve Ümit Karan'ın ciddi pozisyonlarında Beşiktaş kalesi zor anlar yaşadı. Arda'nın düşürülmesiyle hakem Dereli'nin verdiği penaltıyı tartışmakta fayda var. Nonda'nın golü derbinin skoru oldu. Cimbom yine bir sessiz maçta zafer çığlıkları attı.