'Yok'lar maçı Başkanlar yok, seyirci yok, Cisse, Ricardinho, Lincoln, Hakan Şükür, Sabri, Ayhan yok, Hasan Şaş yok. Deyim yerindeyse, menemen yapmak için girdik mutfağa, domates yok, biber yok. Yoklukların bazıları sakatlıktan, bazıları Sağlam'dan, en önemlileri Kalli'den kaynaklanıyordu. Cimbom'un starı Lincoln ve golcüsü Hakan, Kalli'nin hışmına uğradı. Sebep, Hakan'ın kızı, Lincoln'ün arkadaşları. Oysa bugün hem dünya kalp günü, hem de hoşgörü sultanı Hazreti Mevlana'nın doğum günü. Kalli böyle bir günün arefesinde biraz hoşgörülü olabilse, hem iki oyuncunun, hem de milyonlarca Galatasaray taraftarının kalplerini kırmamış olacaktı.
Motivasyon bozuldu Alman'ın huysuzluğu Beşiktaş'ın ekmeğine yağ sürdü elbette ama Ertuğrul hoca bunun farkına varamadı. Lincoln'ün kadro dışı kaldığı anda çift ön liberodan vazgeçip, Serdar Kurtuluş'u da kendi yerinde oynatması gerekirken o, tersini yaptı. Delgado'yu kenara oturttu, Serdar Kurtuluş'u ise unuttuğu yere, Koray'ın yanına, ön liberoya yerleştirdi. Bu gereksiz tedbir, Beşiktaş'ın geriye yaslanmasını zorunlu kıldı. Lincoln'ün yokluğu Galatasaray'ı değil, Beşiktaş'ı olumsuz etkilemiş, motivasyonlarını bozmuştu. Hakan Balta'nın attığı karambol golünden sonra Tello'nun müthiş füzesi gelmese ve soyunma odasına 1-0 gidilse, Beşiktaş'ın farklı bir yenilgi de alabilirdi. Sağlam ikinci yarıya başlarken hatalarının bir bölümünü telafi etmeye çalıştı. Diatta'yı çıkarıp Yozgatlı'yı sağ kanada monte etti, Serdar Kurtuluş'u gerçek yerine, Serdar Özkan'ı ise ortaya çekti. Delgado'yu oyuna sürdü ama değişen bir şey olmadı. Galatasaray'da kötü, Beşiktaş'ta iyi bulmakta zorlandığımız maçın kaderini Dereli'nin yanlış korner ve tartışmalı penaltı kararının belirlemesi Aslan adına şanssızlıktı.