Gelin Zico olalım! Herkesin çözmeye çalıştığı tek konu var. İnter maçındaki Fenerbahçe nerede? Bir sezon bitti, diğeri başladı, transferler yapıldı, eleştiriler de zirveye ulaşıldı. Tam Fenerbahçe için artık yazacak yeni bir şey kalmadı, artık herkes kaderine razı olsun diye düşünürken, gökten "üç elma", pardon "İnter" maçı düştü. Rakibin eksikleri veya teknik direktörünün garip taktiği veya rakibin umursamazlığı önemli değil. O maçta Fenerbahçe'nin takım olarak yaptıkları önemliydi. Bursa maçını bu yüzden dört gözle bekledik. Aynı tabloyu tekrar görecek miydik? Ya da geçici bir hal miydi o gün yaşananlar. Gördük ki, ortada değişen bir şey yok. İnter maçı önümüze, ölmek üzere olan bir insanın, son çırpınışı olarak geldi. Maçın konsantrasyon etabını araştırdım. Çünkü bu maçtan sonraki öncelikli fikrimiz; "futbolcular maç seçiyor" şeklindeydi. Elbette seçecekler. Hedefi olan oyuncunun Şampiyonlar Ligi'ne ve hatta dev rakiplere karşı daha farklı olmak istemesi kadar doğal bir şey yok. Garipsediğimiz, aynı kadronun, bu performansın hiç olmazsa yarısını neden ligde göstermediği.
KÖTÜNÜN İSTİKRARI Bursaspor maçı öncesinde Alex'in takıma yaptığı konuşmayı öğrendik. Gerçek bir kaptan gibi takım arkadaşlarını çevresine toplayarak her türlü uyarıyı yapıp, onlardan limitlerini zorlamasını istemiş Alex. Ama sahada onun istedikleri de yoktu? Maçtan sonra Zico konuştu. Hakemin maçı uzatmamasından ve rakiplerin sıkı kapanmasından şikâyetçi oldu. Söyledikleri doğruydu. Bunları zaten maçı her seyreden ve futboldan biraz anlayan görüyordu. Aradaki farkımız, Zico bu problemleri çözmek için takımı yönetiyor ve para alıyordu. Bu şikâyetleri belirtmek için değil. Nedir Zico'nun çözemedikleri? Ve neden Fenerbahçe kötünün istikrarı şeklinde farklı olabiliyor? Vazgeçmedik, onu da araştırdık. Beyefendi bizim söylememiz gerekenleri, söylediğine göre, bizim de ona düşen görevleri yapmamız lazım gibi geldi. Yoksa Fenerbahçe'yi yönetmek gibi bir haddimiz yok (anladınız siz onu) Takım sahaya çıkarken yanlış bir şey yok. Ama sahaya çıkan oyuncuların o dakikadan itibaren söylenenler ile arasında bazı sorunlar var. Mesela kanat oyuncuları (Deivid, Vederson veya diğerleri) başlama düdüğünden itibaren içeri kat ediyorlar. Bir daha o bölgeye uğramıyorlar. Taktiğe göre çizgiyi kullanmaları lazım. Sahaya baktığımızda kafalarına göre takılıyorlar. Peki bunu yapan oyunculara uyarı yapılmıyor mu? İşte Zico bu etapta devreye giriyor? Saha içinde disiplinsiz olan oyuncusuna ne diyor veya demiyor da aynı görüntü devam ediyor. Ya da bu görüntüde ısrarlı olan oyuncusuna bir sonraki maçta da aynı şekilde neden görev veriyor veya vermiyor mu? "Zico Fenerbahçe'yi çalıştaracak kalitede değil" derken, futboldan anlamayan birisini tarif etmedik. Elbette Zico'nun adamlık kalitesine, kariyerine büyük saygı duyuyoruz. Ama çağdaşlık farklıdır. Eski büyük oyuncu olarak, sahadaki oyunculardan bir şeyler bekleyerek kenarda oturursanız, maçtan sonra iyi bir eleştirmen olursunuz. Teknik adam değil. Fenerbahçe'nin sorunu disiplindir. Samandıra'da da bu sorun vardır, maçlarda da. Burası kaderci insanların, eğlenme merkezi haline getirilmiş. Hedef takımları için gereken disiplin veya plandan yoksun bırakılarak. Buna Fenerbahçe'yi yönetenler de izin vermektedir. İyi giderken yapılamayanları yapmak için, ille kötü bir neden bekliyorlar. Yazık