Yorum Yapmayanı Mahallenize Sokmayın! Dünyanın farklı yerlerinde yaklaşık 400 irili ufaklı lige baktığınızda maç başına ortalama golün 2.52 olduğunu görürsünüz. Bu nedenle bahis şirketleri 2.5 üstü ve altı olarak sınıflandırırlar tahminleri. Özbekistan ya da Estonya ligindeki maçlara gidiyorsanız bilin ki maçın berabere bitme ihtimali % 7-10'u geçmez. Yani % 90-93 oranında takımlardan biri mutlaka kazanır. Senegal ya da Tayvan'da bir maça gidiyorsanız bilin ki deplasman takımının kazanma şansı, ev sahibi ekipten en az % 50 fazladır. Yani elin oğlu gelir, sizden puanları alır döner evine. Nijerya ya da Bolivya da bir maça gidiyorsanız da bilin ki ev sahibinin kazanma şansı bu kez deplasman takımının en az 4 katıdır. Yani Nijerya ve Bolivya'da ev sahibi takımlar hiç de misafirperver değillerdir. Ya da Şili Ligi'nde bir maça gidiyorsanız, bilin ki maçta en az 3 gol olma olasılığı dünyanın hemen her liginden daha fazla yüksektir. Yani futbolun meyvesi golleri Şili'de bol bol görürsünüz. İşte futbol, bunun için tahmini imkânsız bir oyundur. Bahis şirketleri bunun için vardır. Banko diye bir maç bu yüzden yoktur. Bu yüzden nasılsa banko diye 1.02 oran verilen Chelsea'nin Rosenborg galibiyetinin karşılığında Rosenborg maçı kazanıverir. Bu yüzden yorumculuk diye bir meslek yoktur. Bu yüzden memleketimin 70 milyonunun da yorumculuk yapmaya hakkı vardır. Bu kadar değişken olduğu ve tahmin edilebilirliliği olmadığından, futbol herkesin kendi söylediğinden doğru bir şeyler bulabildiği ve bu nedenle "asıl uzmanın kendisi olduğunu, diğerlerinin bu işten hiç anlamadığını" iddia edebildiği bir spor dalıdır. Onun için yorumcu olmayanın bu alemde ne yeri ,ne de hakkı vardır... Hiç bu açıdan düşündünüz mü? Ne dersiniz haksız mıyım?