Ümit mi Nonda mı? Nonda'nın gelmesiyle bir anda kendini kulübede bulan Ümit, 'ben de varım, beni unutmayın' dercesine penaltı olunca hemen topun başına geçti. Eğer maç 0-0 bitseydi gerçekten bu sefer Ümit forma yüzü göremeyebilirdi. Ama müthiş bir gol atarak takımını kurtardı. Nonda iki gol atınca ona tavan yaptıranlar, Ümit penaltıyı kaçırınca, avuçlarını birbirine sürtmüşlerdir herhalde. Nonda iyileşince kim kulübede olacak. O, kesinlikle Ümit olmayacak... Sion maçından sonra herkesin kafası karışmıştı. Galiba bu maçtan sonra da karışıklık devam edecek. Yalnızca Lincoln'ün aldığı para kadar bütçesi olan bir takıma karşı çok zor ve pozisyon bulamadan, Ümit'in şahsi yeteneğini koyarak kazanabildiler. İlk defa oynayan Bouzid'i beğenmedim. Oynamadığı kadar varmış. Ne topu oyuna sokabiliyor, ne de uzun boyuna rağmen hava toplarında başarılıydı. Çabuk da değil. Gereksiz bir transfer. Herkes onun kadar oynardı. Hakan da ilk maçını oynadı. Dikkatliydi. Hemen hemen hücuma hiç çıkmadı. Volkan'a her zaman tercih ederim.
G.Saray'da düşüş var Hasan Şaş'ı çıkarıp yerine daha iyisini yapsın diye Uğur'u sokmak inanılacak gibi değildi. Linderoth hiç oyunda yokken, Lincoln, Ümit'e uzun mesafeli gol pasını vererek gene bir şey yapmış oldu. Yıldız diye alınan Barış'ın ve daha sonra oyuna giren Serkan'ın o unvanı alabilmek için yeniden doğmaları lazım. Hiçbir zaman onlarda çok büyük özellik görmüyorum. Ellerinden gelen bu. Burada G.Saray açısından iyi olan şu. Maç öyle ya da böyle kazanıldı. Zirve koltuğu korunuyor. Benim bildiğim bir takım her geçen gün iyiye gider. Ligin ilk dört haftasına göre Galatasaray'da ciddi anlamda düşüş var. Önümüzdeki hafta zorlu bir derbi maç olacağından daha temkinli ve daha dikkatli davranılmalı. Beklentilerle devam edilmesi hayırlı olacak gibi gözüküyor. Kalli'nin oyuncu tercihlerini, yaptığı değişiklikleri bir kere daha gözden geçirmesinde yarar var. Ne Ümit, ne de Hasan küstürülecek futbolcular değil. Takımın onlara ihtiyacı var.