Soru işaretleri Gruplara kalarak en az 4 maç daha oynayıp, UEFA'da hem ülke hem de takım puanını yükseltmek isteyen G.Saray; resmi maçlarındaki en ele, dişe dokunur takımla oynadı. Sezon başından beri en formda oyuncu olan Ayhan yine yedek soyundurulup, gözden çıkarıldığı kanıtlandı. Hücumla başlayan G.Saray, tedbiri elden bırakıp, Servet faktörünü unutunca aniden kalesinde 2 gol gördü. Rakibi bu kadar küçümseyip, orta sahanızı da bu kadar sorumsuz başlatırsanız, savunmanızda da saatli bomba bulunursa böyle bir şok, sürpriz olmazdı. G.Saray PAF Takımı'nda bile torpilsiz oynayamayacağı belli olan Carrusca'nın, ağabeylerinin baskısıyla oynaması ve fıslaması artık bazı gerçekleri göz önüne serdi. 'Ele dişe dokunur takım' dedik Sion için ama aslında ikinci sınıf bir İsviçre ekibi ve 30 dakikada izahlı 3 gol yedik bu takımdan.
Kalli'nin adaleti Bence Feldkamp'ın artık kendi kararlarıyla adaletli bir şekilde forma dağıtması lazım. Zaten şu anda oyuncularının çoğu ona inanmıyor. Ama Hasan, Ayhan ve Karan takıntısından, daha doğrusu yönlendirmesinden kurtulursa, saygınlığı daha artar. Canaydın başkan sessiz, olanı biteni seyrediyor ama her şeyin farkında. G.Saray'ın hangi bağlantı ve rehinlerle bu transferleri yaptığını ve faturanın kimlere cıkacağını da biliyor. Özellikle Anıl, Orhan ve Ferhat savurganlıkla verildikten sonra aman Volkan sakatlanmasın, başka sol bek yok. Malum Balta, UEFA kadrosunda yok(!) Allah'tan parası çok diye Song'u yollamadı. Savunma kevgire dönecekti. Belki 'tur atlamak icin yeterli olabilecek bir sonuç alındı' denilebilir ama, böyle bir takımdan yenilen goller ve zaman zaman düşülen durum, yönlendirilmiş oyunculara şans verme gibi görünen gerçekler Kalli ve kumpanyası için soru işaretleri yaratıyor.