Kalli'nin eseri Dün gece Kalli, bildiğim futbolu resmen bana unutturdu. En başta sahaya öyle bir 11 sürdü ki akıllara ziyan. Örnek; 5 forvet, 4 defans, 1 ön libero. Cola turnuvasında bile bu kadar cesur takım sahaya sürülmez. Üstelik bu bir UEFA Kupası maçı ve deplasmanda oynuyorsun. Böyle bir takımla sahaya çıkarsan, İsviçre Ligi'nin en kötü takımlarından biri olan Sion'dan 3 gol yersin. Sevgili hocaya sormak lazım. Konyaspor maçının en iyilerinden Barış nerede? Geçen hafta dinlendirdiğin ve bu takımın en başarılı oyuncusu Ayhan nerede? Defans bloğu ilk yarıda koridor oldu, neden müdahale etmedin? Ben Alman hocayı deplasmanda kazandığı Bursaspor maçında formsuz görmüştüm. Bir de dün gece. Onun formsuzluğu futbolculara da aynen yansıyor. Özellikle ilk yarıda Sion'lular topa kafalarını sokarken bizimkiler ayaklarını sokmaya korktular. Durum böyle olunca, ilk yarı çok kolay gol yediler ve 1 tane zor attılar. 2. yarı G.Saray'da biraz toparlanma oldu. İlk yarının sonlarında oyuna giren Ayhan'ın bu canlanmada hakkını yememek lazım. Özellikle Hakan ve Lincoln ile çok net gol pozisyonlarından yararlanamazken bana göre sahada yüreğiyle oynayan Linderoth takımının umutlarını rövanşa taşıyan ikinci golü atarak işi Ali Sami Yen'e bıraktırdı. Bu arada kaleci Orkun'a da bir sözümüz olacak; yediği gollerde hatası yok. Çizgide devamlı durmakla bu iş olmaz. Koskoca maç boyunca bir kaleci yan top tutamaz mı? İşte bizim genç Orkun'umuz sağolsun hiç çıkmadı. Ama inanıyorum ki bu eksikliğini de zamanla giderecek.
Sigorta atarsa! Son olarak şunu söylemek istiyorum; Konyaspor maçından sonra oynanan oyunu ve ortaya konan mücadeleyi beğenmiş 'Kalli'nin eseri' diye bu köşede başlık atmıştım. Ancak dün geceki sahaya çıkan 11 ve ortaya konan kötü mücadele de Kalli'nin eseri. Özellikle Alman hoca, orta sahayla fazla oynamaya başladı. Orta saha demek takımın sigortası demek. Daha fazla oynarsan bu sigortalar da atar.