Efsane çağı Büyülü bir coğrafyaydı Şükrü Saracoğlu. Ve Fenerbahçe büyülü bir futbolla İnter gibi bir dağı yerle bir ederken, yeni bir çağın kapısını araladı sanki. Efsane çağının...
***
Kaybetmesine kesin gözle bakılan maçlarda ayakta durmak, en anlamlı mirasıdır Fenerbahçe'nin. Dün yine öyle oldu. Maçın ilk dakikalarından itibaren rakibini sahasına hapseden bir Fenerbahçe vardı. Bütün futbolcuların ruhuna işleyen bir kazanma duygusu maç boyu ayaktaydı. Uzaktan kaleyi yoklamalarda golün anonslarını veren Fenerbahçeli futbolcuların, soldan Roberto Carlos'la bindirmeleri etkiliydi. Hele 26. dakikada ön direkte bulunması gereken Kezman'ın duruş hatası, aynı dakika içinde birbirinin kopyası iki pozisyon yakalayan Fenerbahçe'nin olası bir golüne engel oldu. Fenerbahçe'de her şey vardı ama sadece rakibin panikleyip hata yapmasını sağlayacak çabukluk eksikti. Ta ki, Alex'in sahne aldığı o muhteşem gole kadar...
***
Maçın 44. dakikası bir başkaydı... Beden, akıl ve inancın gösterisi... Alex sağ kanatta, hazine sandığından bir avuç mücevher çıkardı geceye dağıttı, muhteşem bir çalımla rakibini dağıtırken... O sırada ikiye ayrıldı, İnter'in köklü çınar gibi duran defansı... Alex'in adrese postaladığı topa Deivid'in vuruşu Avrupa topraklarında dün gece en çok tekrar edilecek kadar harika bir goldü.
***
İnter hiçliğin derin uykusundayken, ilk yarıda gole susamış Fenerbahçe gerçeğinde, Vederson'un Roberto Carlos'un hücum zenginliğine eşlik etmesinin etkisi büyüktü. Roberto Carlos'un ayaklarına bir kelebek sükunetinde konuyordu futbol topu. Ama ayağından bir mermi gibi çıkıp gidiyordu.
***
Hakeme baktım da, maçın başında sarı kart aşığı pozlarındaydı. Sonra "kalleş rolüne" soyundu. İki pozisyonda Dacourt'a sarı kartını cebinde sakladı. Saumel'i de maçın 59. dakikasında sahadan atmalıydı.
***
Deivid kusursuz oynadı. Dün geceki Fenerbahçe takım olarak ateşten ordu gibiydi zaten. Ama sahadaki en bilge kişi Alex'ti... Muhteşem oynadı, Fenerbahçe'deki en iyi Avrupa maçını çıkardı. Hele maçın 67. dakikasında vurduğu kafa vuruşu, rakip kalecinin kurtarışına haksızlık edecek biçimde gol olmalıydı. Bir İtalyan takımına karşı, hiç bu kadar ezici bir baskı izlemedim İtalyan maçlarında, hele bir şampiyona karşı. Bu yarıda 5 net pozisyon var. İkinci yarının başında Mehmet Aurelio çabuk olmalıydı, gecikti. Daha sonra Roberto Carlos'un zıpkın gibi vuruşu, kaleciden dönerken, tamamlamalıydık, olmadı. Yine Roberto Carlos'un vuruşu direkten dönmemeliydi, döndü. Fenerbahçeli futbolcular talihsizlik tanrısını kırbaçlıyordu sanki. Son dakikalar İnter için bir çırpınışın sahneleriydi ve Fenerbahçe'nin galibiyetinden başka hiçbir sonuç, futbolun adaletine sığmazdı. Fenerbahçe'nin dünkü mücadelesi taçlanmış bir zaferdir! Bu sonuç, Avrupa'da özlenen düşlerin kapısından içeri girmektir. Ve gökyüzüne ayak basmaktır, futbolcuları yüreklerinden öperken...
***
İnter'e gelince.... Maçtan önce rüyaların denizinden inci çıkaranlar, maçtan boynu bükük çıktı. Onlar galiba yola çıkmadan önce boğulmuşlardı.