Şimdi daha zor Kazım'a katılmıyorum. Esas Metin Oktay'ın zamanında gol atmak kolay işti. Bütün takım gol için oynardı.
'Şimdi çim, o zaman toprakmış sahalar' geçiniz. Toprak saha santrforun mu kalecinin mi işini güçleştirir
Bugün santrfora göre futbol oynanmıyor. Santrfor kendi golünü kendisi yaratmak zorunda
Hakan'ın heykelinin dikilmesiyle ilgili ne söyleyeceksiniz... Metin Oktay'ın heykeli dikiliyor da Hakan'ın niye dikilmesin.
Kazım Kanat'ın bu konuda ilginç bir yaklaşımı vardı. Hakan'ın gol ortalamasının düşük olduğunu, Metin Oktay'a yetişmesi için 200 gol daha atması gerektiğini yazdı. Şimdi ben Kazım'la tartışmak istemiyorum. Kazım çok yanlış işlerin içinde. Kazım diyor ki mesela "Sahalar o zaman topraktı, bilmem neydi. Metin Oktay'ın zamanında gol atmak daha zordu." Hayır, Metin Oktay'ın zamanında gol atmak çok kolaydı. En kolay işti. Çünkü bütün takımlar gol atmak için oynardı Metin Oktay zamanında.
HAKAN'I 3 KİŞİ TUTUYOR 'WM' denen futbol sistemi 5 forvet, 2 tane yardımcı forvet (sağhaf, solhaf) 7 forvet, 3 bekle (Sağ bek, sol bek ve santrhaf) oynanırdı. Yani 3 savunma oyuncusu, 7 forvetle oynanırdı maç. Şimdi bir forvetle oynanıyor. Metin Oktay'ı birisi bire bir marke ettiği zaman maçta, ertesi gün biz eleştirmenler maç yorumlarına şöyle başlardık: Öyle korkuyordu ki Metin'den, bire bir marke ettirdi. Yani bir santrforun bire bir marke edilmesi taktik gereğiydi o zaman. Şimdi daha sahaya çıkmadan kiminle marke edileceği, kimin kademede olacağı, yandan kimin geleceği hesaplanıyor. Bırak böyle çift stoperi. 3 tane savunma adamı var: Sağ bek, sol bek, santrhaf. O yanhaflardan birini stoper gibi görevlendiren bir hoca eleştirilirdi. "Korktu ödü patladı, savunmaya çekti yanhafı." Onu çektiği zaman 6'ya 4 oluyordu. 4 savunma, 6 forvet. Milli Takım'ı düşünün; bir yanda Lefter, bir yanda İsfendiyar, bir yanda Can, bir yanda Kadri, arkalarında Coşkun Özarı... Bunların hepsi ileri dönük oynuyor, hepsi Metin'e çalışıyor. Şimdi var mı Lefter gibi, İsfendiyar gibi, Can Bartu gibi, Kadri gibi forvetler, hücum adamları, açıklar, kanat adamları. Böyle bir düşünce var mı? Hakan çıkıyor, 3 kişi etrafında... Hangisinin gol atması daha kolay, söyleyin bana bakalım!.. "Vava" diye bir adam Brezilya'da gol kralı oldu. Garrincha, Didi, Pele, Zagallo 4 forvetin ortasında oynuyordu. Bu 4 forvet Vava'ya çalışıyordu. Vava'nın ne kadar kazma olduğunu bilmiyorum seyretti mi Kazım!.. Bütün dünya bilir. Ama dünya çapında usta, kanat oyuncusu ve iç oyuncusu beslediği zaman takır takır oynanıyor. Savunma oynayan Palermo'da ne yaptı Metin? Metin hücum takımının ve hücuma izin veren futbol düşüncesinin harikulade ismiydi. Metin'in yeri bende çok ayrıdır. Metin'in anıtını diksinler sırtımda taş taşırım. Öylesine de severim Metin'i. Ama onun zamanındaki futbol Metin'e göre futboldu.
DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK Bugün santrfora göre futbol oynanmıyor. Santrfor yaratıcı olmak zorunda. Kendi golünü kendi yaratmak zorunda. Saha çimmiş, o zaman da toprakmış, geçiniz. Toprak saha, çakıl gibi saha, santrforun işini mi güçleştirir, kalecinin mi? Şimdi kaleci gözü kara, paldır küldür atıyor kendini, her taraf çim. O zaman zavallı Turgay bir uçtu mu, derisi yırtılmış kalkardı. Hangi kaleciye gol atmak kolay söyleyin bakalım bana!.. Şartlar böyle karşılaştırılır. Kazım'ın tezinin iler tutar tarafı yok. Bir de üstelik Kazım'ın söylediği gibi istatistik dünyada yok. Ortalamayla gol kralını, neye göre seçiyorlar!.. Sezon başında 1 maça çık 5 gol at, bir daha oynama sezon sonuna kadar. 5'te 5, yüzde 100 oynamışsındır, birinci sensin... Böyle bir şey var mı?