Erken ötenler F.Bahçe lige iyi başlamadı. Ama daha 5. haftada puan durumuna bakıp da şampiyon olamayacağını söyleyenler, erken öten horozlara benziyorlar. Zira karşılaştırma için şampiyonluk adaylarının aynı rakiplerle oynamaları, sahaya çıkan kadrolarının eksiksiz olması, hakemlerce aynı ölçüler içinde korunmaları çok önemlidir. Belediye yenilgisi hariç F.Bahçe, G.Antep ve Sivas'ı yenmiş, OFTAŞ maçında çok açık bir penaltısının verilmemesiyle 1-1 berabere kalmış, Rizespor'a karşı en az 8-1 sonuçlanacak bir futbol sergilemiş ama şanssızlık, beceriksizlik ve rakip kalecinin gününde olması sonucu yine 1-1'lik skorla sahadan ayrılmıştır. Daha oynanacak 29 maç ve alınacak 87 puan vardır. Eğer geçen seneki derbi maçları göz önüne alınırsa (G.Saray'dan 6, Beşiktaş ve Trabzon'dan 4'er puan) kayıp 7 puanın telafisinin zor olmadığı da ortaya çıkar.
Zico'nun tercihleri Şampiyonlar Ligi'nde bu çok güçlü takımlar arasında değil final oynamak, çeyrek finalin bile zor olacağı düşünülürse F.Bahçe aynı denklikte kadrolar kuruncaya kadar UEFA Kupası'yla lig şampiyonluğuna önem vermeli, programını da bu amaca göre uygulamalıdır. Yani hedef değiştirmeli ve Şampiyonlar Ligi'ni kazanılacak paralar için araç olarak kullanılmalıdır. Topa yapılan hareketlerle kazanılan penaltılar, 'ellerini havaya kaldırdı' diye oyundan atılan futbolcularla, eksik ve moralsiz kalan takımlar önünde alınan ucuz galibiyetler her zaman mümkün olmaz. Bunlara karşılık F.Bahçe'nin tek dezavantajı var: Zico'nun seçimleri. Hangi sistemle oynatırsa oynatsın takımın iki kanadına çabuk ve etkili elemanlar koymaz, gerekli değişiklikleri zamanında yapmazsa hem gol atmak zorlaşır, hem de galibiyeti korumak. Sol kanada Uğur, sağa da Kazım'ın konması Kezman'ı rahatlatır ve etkisini de artırır. Alex oynadığı sürece de sahaya çift forvet sürmek orta sahayı çökertir.