Kriz yönetimi "Ders almam, veririm" diyen Terim'in gerginlik politikası izlemesi, bunu kriz yönetimi gibi sunması kabul edilemez... Çünkü aynı tip konuşmalar, Saracoğlu'ndaki İsviçre maçı öncesinde de yapılmış ve dünyaya da rezil olmuştuk...
Macaristan maçı sonrasında Fatih hoca, "krizi iyi yönettik" dedi. "Ben ders almam, veririm" diyen Fatih hoca'nın, yine gerginlik politikası izlemesi ve bunu kriz yönetimi olarak sunması kabul edilemez. Çünkü aynı tip konuşmalar ve davranışlar Saracoğlu'ndaki İsviçre maçı öncesinde de yapılmış ve dünyaya rezil olmuştuk. Bu tip gerginlik politikalarının getirdiği zararlardan ders almak yerine, tekrarına yönelmek, aslında eksiklerimizi ortaya çıkarıyor. Milli Takımımız'ın rakibi eleştirmenler değildir. Sahadaki oyunculardır. Evet, sert eleştiriler olmuştur. Malta ile berabere kalıyorsan, bunu göze alacaksın. Valetta da neresini tutsanız, elinizde kalan bir takım vardı.
Kornerden gol yiyen bir Milli Takım vardı. Yediği ikinci golü kelimelerin açıklamayacağı bir takım vardı. Ne yapacaktı bu maçı eleştirenler. Alkış tutup, "çok güzel yenildik. Yıllarca bu sonucu hasretle bekleyen Maltalıları mutlu ederek, uluslararası platformda sevilen bir ülke olduk" diye mi yazacaklardı. Biz Türk takımını çok üst yerlerde görüyoruz. Hem milli takım kadrosundaki, hem de bu kadroyla bir türlü girmeyi başaramayan oyunculara inanıyoruz. Artık televizyonlar tüm ligleri evimize getiriyor. Bizim oyuncularımızdan daha iyi değiller. Sadece daha akıllılar. Bu takımın, bu vizyonu kullanmasını, yeteneklerini pekiştirmesini ve layık olduğu yere gelmesini istiyoruz. Eğer sahadaki oyuncularımız bunu hak etmeyecek kadar isteksiz, konsantrasyonsuz ve sorumsuzsa, yazılanlara da katlanacaklar, söylenenlere de. O formayı giyiyorlarsa, bu ülkeye layık olacaklar. Şunu iyi bilsinler ki, sokaktaki insanların söylediklerinin ağırlığını, yazılanların yüzde 1'i bile değil. Elbette futbolun içinde her türlü sonuç var. Çıkarsın sahada mücadele edersin. Topu ayağını veya kafanı sakınmadan oynarsın. Goller kaçırır, şanssızlığa yanarsın. Ama sen Türkiye gibi ekol olmaya koşan bir takımın oyuncusuysan, bu mazeretleri İtalya veya Almanya gibi rakipler karşısında kullanırsın, Malta'ya veya Macaristan'a karşı değil. Fatih hoca, Malta maçından sonra, yediğimiz ikinci gol öncesinde Servet'in faul yapmadığını söylemiş, hakemin kararını hatalı bulmuştu. Macaristan'ın verilmeyen penaltısı veya oyuncunun ikinci sarıdan haksız yere atılması için konuşmuyor. Sayfada bir fotoğraf göreceksiniz. Kaptanımız Emre'nin yere çökmüş halini, üzüntüsünü, çaresizliğini yansıtan Süleyman Gültekin'e ait bir fotoğraf bu. O Emre dört gün sonra kolunu havaya kaldırıyor. Ne o maçta öyle kal Emre, ne de ötekinde böyle ol. Madem kaptansın, kaptan gibi ol.