Nobre... İşler iyi giderken iki yabancıdan beklenmedik iki sevimsiz, iki çirkin olay camianın huzurunu bozdu! Profesyonel dünyada gün görmüş, örnek olması gereken, öyle olacağı sanılan özellikle de yeni yetişmekte olan gençlere yol gösterici olması beklenen iki yabancı Delgado ve Nobre, huzursuzluğun ateşleyicileri oldular... Delgado'nun, Gaziantepspor maçında oyundan alınışına gösterdiği tepkiye "kalsaydım daha iyi işler yapardım" şeklindeki savunması iyi niyetli, masumane olarak değerlendirilebilir. Yani Ertuğrul Sağlam'a tepki, isyan değil. Davranışının çirkinliğini sıcağı sıcağına kabul edip, hocasından, arkadaşlarından özür dilemesi tepkileri yumuşattı. Zürih'e attığı iki golle Şampiyonlar Ligi vizesini getirerek "kahraman" oldu! Nobre'nin davranışı ise tamamen profesyonellikten uzak, çirkin, isyan, hocasına, arkadaşlarına saygısızlık, rest çekmektir! Daha açıkçası; yeni yetişmekte olan gençleri kıskanmak, onlara kötü örnek olmaktır... Bu çirkinliğiyle Nobre, bir anda gözden düşmüş, özellikle arkadaşlarının sevgi-saygı ve sıcaklığını zedelemiştir... Oysa kendisi de biliyor ki son dakikada oyuncu değiştirme, avantajlı durumu korumak için uygulanan vakit kazanmadır. Bu değişiklik, 16 yaşındaki Batuhan'la da yapılır, 30 yaşındaki Nobre'yle de... Bu uygulamada profesyonellikle gurur birbirine karıştırılmaz... Bu işte gocunma olmaz! Nobre'nin bir ayrıcalığı mı var? Kaldı ki Devler Ligi maçlarında Ertuğrul Sağlam'ın uygulayacağı oyun stratejisinde Nobre, önemli bir silah olacaktı. Suç, pişmanlık, özür!.. Ve af!.. Ve Sağlam'ın, Nobre'yi köşeye sıkıştıran resti: "Kendi kaderini kendisi belirleyecek..." Sonuç; Sağlam, eski Nobre'yi; Nobre de kendini yeniden kazanmalı...