Şimdilik tamam Galatasaray, dolu tribünler önünde, ilk maçta da yendiği rakibini bir kez daha mağlup ederek gruplar öncesi son tura kaldı. Slaven Koprivnica ciddi bir rakip değildi. Ama tribünleri dolduran seyirciler rakibi değil, Lincoln'ü izlemeye gelmişlerdi. Lincoln, Ümit'e attırdığı gol öncesi yaptığı hareketlerle ve final pasıyla seyirciye kendini bir kez daha gösterme şansı bulup onları coşturdu. Ayrıca oyun içinde yaptığı olumlu hareketleriyle de sahanın en iyi oyuncusuydu. Şu gerçeği herkes bilmeli. Lincoln, Galatasaray'ın lokomotifi, o iyi oynarsa Galatasaray takım halinde iyi oynayacak ve kazanacak. Her hangi bir nedenden dolayı sahada olmazsa ya da sahadayken bu kadar istekli oynamazsa onun görevini üstlenecek başka oyuncu yok. Böyle bir oyuncuyla oynamak Hakan Şükür'ün de isteğini arttırdı. Aynı şeyleri Ümit için de söyleyebilirim. İkisi de gol atmayı çok istediler ve bunu da başardılar. Tabii kaçırdıkları da oldu ama onlar açısından da maç iyi geçti.
Song'u beğendim Song rakibine baskı yapmak üzereyken bu durumu algılayamayan Orkun, hem zamanlama hatası yaptı, hem de kaleyi gereksiz terk edip penaltıya neden oldu. Maç belki biraz sıkıntılı olabilirdi ama ikinci gol iki dakika sonra gelince Orkun'un bu hatası da unutuldu. Song yine en iyi savunmacıydı. Servet de iyi oynadı ancak birkaç kolay çalım yedi ve rakibinin feyklerine (aldatıcı hareketlerine) kandı. Daha dikkatli olması gerekiyor. Şut denemelerinde sırtını dönmemeli. Uğur'u ve özellikle de Sabri'yi beğenmedim. Uğur, hücumda görünmezken, ikinci devre Sabri üst üste 5 pozisyonda topu arkadaşlarına gol pası olarak veremedi. Daha ciddi rakibi göz önüne alarak bu analizi yaptım. Ama Galatasaray'ı bu turu geçtiği için kutluyorum.