Ufaklık! Anahtarlarını bulamıyordu... Bütün ceplerine baktı, yanındakilere sordu, anahtarlar yoktu... Daha önce uğradığı yerleri düşündü, oralarla irtibata geçti, cevap hep negatifti... İyice canı sıkılmıştı, her şey güzel giderken evin kapısında kalmak, huzurunu bozmuştu. Biraz ürkerek, çokça kasarak, ama son çare olarak evin kapısını çalmaya karar verdi. Kapıyı iki kere yokladı ve heyecanla bekledi... İçeriden gelen ayak sesleriyle rahatladı, çevrilen kapı kilidiyle irkildi. Kapıyı açmaya gelen kimdi? Nefesini tuttu... Kapı, gıcırdayarak sonuna kadar açıldı... Karşısında evin en ufak çocuğu duruyordu. Batuhan!.. 94 yılının Old Trafford'un da, ununu elemiş M. United'a 4-0 yenilen bir G.Saray vardı.. O M.United'da bugünün yıldızları, o gün çaylak olarak top koşturuyordu. David Beckham, Garry ve Phil Neville kardeşler, Paul Scholes ve Ryan Giggs ilk defa A takımla sahaya çıkmıştı. Ertesi günkü Türkiye gazeteleri, bu farklı sonuç için şu başlığı attılar: "G.Saray, çoluk çocuğa yenildi!" Kıssadan hisse, Beşiktaş camiasına hayırlı olsun... Zürih maçının ağır beklemelerindeyiz. Saat geçmez bir günün, başlangıcındayız. Ve yürekler itibar, para, sükse dolu gecenin düdüğünü düşünürek atmaya başlar. Tipik bir Avrupa maçının, klasik, bir o kadar da detaylı kıvrımlarındayız. Sonuç, futbolcuların ayağında, Ertuğrul hocanın beyninde, taraftarın da bedeninde şekillenecektir. Yönetimin ve teknik heyetin Zürih futbol takımının bir "İsviçre" malı olduğunu unutmaması, yangında kurtarılacak ilk eşyadır... Taraftarın pencereyi sonuna kadar açıp da, ciğerlerine oksijen dolduracağı maç, bu gecenin sonundadır.. Beşiktaş camiasına hürmetlerimle...