Asalet ve cesaret Galatasaray'da şimdilik her şey iyi gibi görünüyor. Feldkamp takım içinde disiplini iyice oturttu. Antremanlarda ben bunu açıkça görüyorum. Maçlarda da aynı şekilde bu disiplin gözüküyor. Ayrıca takımda herkes koşuyor, önceki sezona baktığımız zaman eli belinde dolaşan en az üç futbolcu vardı. Şimdi ise koşmayan yok. Alman hocanın teknik direktörlüğüne de herhalde kimsenin bir lafı yoktur. Ancak Ankaragücü maçında orta sahada takım biraz zorlandı. Buna bir çare bulması lazım. Özellikle deplasman maçlarında bu kadar çok golü düşünen bir takım sahaya sürdüğünüz zaman bu size pahalıya mal olabilir. Ankaragücü maçında bütün yük Ayhan'daydı. Lincoln tabii ki defans işleri ile uğraşmayacağı için onun ismini saymıyorum ama solda Arda, sağda Sabri daha çok ofansif oynadıkları için Ayhan çok yoruldu, defans da orta sahadan istediği desteği göremeyince rakip forvetlerle birebir kalıp zor anlar yaşadılar. Yine Ümit ve Hakan gibi çakılı forvetlerle de oynarsan bir yerde darmadağan olursun.
Önlem alınmalı Alman hocanın futbol felsefesi takdire değer ve göze hoş geliyor ama her zaman, her yerde bu sistemle oynayamazsın. Ancak Feldkamp ben her zaman, her yerde bu şekilde oynarım mesajını veriyor. Futbolda inat olmaz. Hele yılların ustası olan Feldkamp'ın böyle bir hatayı group, maçına göre zaman, zaman sisteminde değişiklikler yapması gerekiyor. Zaten sistem futbolculara göre yapılır. Bu da tartışılmaz. Ben bunları yazıyorum, biri de çıkıp "Böyle diyorsun ama ligde gol yemeyen tek takım Galatasaray" diyebilir. Tamam da Bursaspor maçını bir hatırlayın, rakip dünyaları kaçırdı. Evinde oynadığın Ankaragücü maçında sadece Bebe defansı hallaç pamuğu gibi attı. Ayrıca şimdilik çok kuvvetli bir rakiple de oynamadılar. Önemli olan sonrasını görmektir. Hatta felaketi yaşamadan önlem alınmalıdır. Son olarak Galatasaray'a yarınki UEFA ön eleme rövanş maçında başarılar diliyorum. Biliyorum ki Avrupa- 'da Türkiye'nin yüzünü güldürecek tek takım hâlâ Galatasaray'dır.