Bir uzaylı golü Kendisini geçen yılda unutmuş bir takımı izlemeye gidersiniz de, masal tadında bir adam çıkar karşınıza. Maçta keyif yoktur, maçta Fenerbahçe forması altında yapılmayan hataları yapan da çoktur üstelik. Ama adam için aslolan ruhtur. Taraftarların, yıllardır ekranlarda izlediği muhteşem görüntülerine yabancı kalmalarına izin vermez. Yabancı değildir zaten... Fenerbahçeli Roberto Carlos... Futbol için bestelenmiş sol ayak senfonisi.
***
Sivasspor karşısında, bir bütünün en anlamlı parçasıydı Roberto Carlos. Yolun yarısını geçen birinin, gözlerimizin önünden geçen anlamlı bir film sahnesiydi, Sivasspor'a attığı gol. Kendisini böylesine özel yaratan Tanrı'ya seranat yaptı belki. Topu kullandıktan sonra topsuz alana zıpkın gibi girişi ve unutulmaz kafasıyla, bu muhteşem adamın kariyerine, "Bir uzaylı golü daha" eklendi...
***
Prekazi'nin Roberto Carlos için söylediklerine gelince... Altına kaçırmış düşüncelerin üzerinde tepinenlere de atılmış bir goldür bu. Ülkemize her gelen yabancıyı Alex ile kıyaslamak, sol ayakla gol atanları 3 saniyede Roberto Carlos ilan etmek, ancak bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinin medyasına hastır.
***
Sivasspor karşısında da gördük ki, Fenerbahçe maç boyu baskı kuran bir takım olmayı hâlâ başaramadı. Yediği pozisyonlar da caba. Bu takımın sağ kanat sorunu var. Bir hafta önce bütün gençleri sahaya sürüp, ertesi hafta korkularına saklanan teknik adam sorunu var. Ve gerçek anlamda forvet sorunu var.
***
Kezman bir tuhaf adam. Ayaklarında tik var. Hep aynı hareketler ve ezberlenmiş girişimlerle pozisyon israfında. Rakibini bire bir geçmenin özelliklerini hâlâ öğrenememiş biri için, Fenerbahçe çok pahalı bir okul. Sadece Beşiktaş maçlarında atılan gollerle ödeştirme yolunu seçmek de büyük haksızlık. Kezman'a "talihsiz" de diyebiliriz ama... Talihi yaratmak için, doğru zamanda doğru yerde bulunmak kadar, çok çalışmak gerekiyor.
***
Sivasspor karşısında Roberto Carlos'un ellerinden tutup ayağa kaldırdığı bir takımın, yarın akşam Anderlecht karşısında, omuzlarda taşınması dileğiyle. Bunun için Aurelio'nun olması zorunlu. Her ne kadar futbol takım oyunu olsa da... Takımı oynatan adamların hakkını verelim.
***
Beşiktaş'ta 16 yaşındaki Batuhan konuşuluyor. Batuhan kadar Ertuğrul Sağlam'ı da konuşalım. Ertuğrul Sağlam'ın bir yanı Türkiye'de hiçbir teknik adamın cesaret edemediği biçimde gençlere kol kanat geriyor. Öte yanı, karşısına dikilen edepsizliğin starlarına, gereken cevabı veremiyor. Belli ki bir yanı özgür Sağlam'ın... Öte yanı kilitli.
***
Galatasaray, Lincoln'ün vuruş tekniğiyle kazandı. Lincoln'ün vurduğu toplar ışık hızında, etkisi bilmem kaç ton ağırlığında. Üstelik en can alıcı yerlere uzanıyor.. Görünen bir şey var ki, forvete herkesten çok ihtiyacı olan takım Galatasaray! Hakan Şükür gol rekoru kırana kadar, forvet hattındaki gençleri kullanmak, ikinci bir emre kadar yasaklı galiba.
***
Bizde büyük maçlar başlamadan, büyük takımların kendilerini bulması zaman alacak. Sonuç olarak yeşil ışık olsa da, ligimizdeki futbol kırmızı ışıkta bekliyor.