Sağlam adımlar Üç büyüklerin, üç haftalık performansları ilginç. Fenerbahçe iyi oynadığı 20-25 dakikalık bölümde maçı kurtaracak golü atıp yatıyor. Duraklama döneminde, Sivas maçında olduğu gibi rakibine üç-dört net pozisyon veren Fenerbahçe, maçı becerisiyle değil şansıyla kazanır hale geliyor. Bu ciddi bir tehlike sinyalidir. Tabii anlayana. Galatasaray aynı şekilde, Lincoln'le vurup köşesine çekiliyor. Neredeyse tüm sahayı rakibine terk ediyor ama bu pasifliğine rağmen Fenerbahçe kadar net pozisyon vermiyor. Cimbom'un ezeli rakibinden tek farkı da bu... Beşiktaş daha başka. 20-25 dakika ezip geçiyor, ardından aktif dinlenme dönemi başlıyor. Kartal dinlenirken de topla rakibinden daha çok oynuyor. En önemlisi sürekli topun arkasında olduğu için kalesinde ciddi tehlike yaşamıyor. Bir başka artısı ise 90'lı yıllardaki gibi pes etmemesi ve son saniyeye kadar golü kovalaması. Fenerbahçe bu performansla, daha ne kadar şanslı olur, dahası Anderlecht karşısında 1-0'ı koruyabilir mi? Bu soruların cevabını vermek gerçekten güç. Galatasaray, Lincoln'ün sırtında nereye kadar gider, bu soruya cevap bulmak da kolay değil. Oyunu kontrol eden, sahanın patronu olan ve zor gol yiyen Beşiktaş bana göre ezeli rakiplerinden bir adım önde. Kartal'daki tek sorun Nobre ve Delgado'nun üst üste yaptığı sevimsiz hareketler. Bu konuda gerekenin, Zürih maçından sonra yapılacağını da biliyorum. Önümüzdeki haftalarda da benzer disiplin problemi yaşanmazsa Ertuğrul Sağlam yönetiminde Beşiktaş çok daha iyi olacak gibi. Hepsi bir yana Aydın Karabulut, Bobo, Serdar Kurtuluş, Serdar Özkan, Burak, İbrahim Akın , Batuhan Karadeniz gibi gençlerin kadroda yer alması. Bazıları formsuz olsa da Ertuğrul hoca bu değerlerin tümünden yararlanmayı hedefliyor, doğru olanı yapıyor. Kimsenin şüphesi olmasın, Beşiktaş'ın yolu açık.