Besle kargayı oysun gözünü misali Bülent Korkmaz, Galatasaray'ın gözünü geçtiğimiz sezon birkaç kez oymuştu. Bu kez Bülent'in karşısında eski hocası Feldkamp vardı. Maç öncesi herkes kurt hocanın, Bülent'e ne cevap vereceğini merak ediyordu. İki şık vardı. Ya Bülent, G.Saray'ın gözünü bir kez daha oyacaktı ya da Feldkamp "Çekirge bir kez sıçrar, iki
kez sıçrar, üçüncüde oturur" veya "Papaz her zaman pilav yemez Bülentciğim" diyecekti. Feldkamp, iki önemli silahını İstanbul'da bırakmıştı. Galatasaray'ın orta sahası öksüz kalmıştı. Lincoln'süz Galatasaray tuzsuz yemek gibi! Gelen gideni aratır derler. Arda, Lincoln'ün yerini dolduramadı. Arda bu haliyle kovaya su bile dolduramaz. Kabahat Arda'da değil. Onu bir anda uçağa bindirip sonra paraşütle aşağı atanlarda. Bir Arda'ya bak, bir de Uğur'a. Uğur'un Ümit'e attırdığı golde rakibini geçişi ve topu adrese yollayışı bir postacı kadar mükemmeldi. Ümit tam "karanlıkta kayboldu" derken ortaya çıktı ve attığı golle Galatasaray'a hayat verdi. Sabri arı gibi. Sanki iki ciğeri var bu çocuğun. Koşuyor, koştukça takımını ateşliyor. Her eve bir Sabri lazım!
Hasan nerede? Bülent Korkmaz bu kez sıçrayamadı. "Papaz her zaman pilav yemez" lafı Bursa'da yerini bulmuş oldu. Sonuç olarak kazanan her zaman haklıdır derler. G.Saray kötü oynamasına ve özellikle ikinci yarıda kalesini ilahların korumasına rağmen zorlu bir engeli aşmış oldu. "1-0 olsun, bizim olsun" dedi. Bu arada gözlerim Hasan Şaş'ı aradı. Acaba Türk futbolundan bir yıldız daha mı kayıyor? diye düşündüm. Aman Hasan kendine dikkat et.
MURAT ÖZARI