Kedinin rengi! Daha önce de yazmıştım. Bir bilen söylemişti "Kedinin renginin siyah veya beyaz olması çok önemli değildir. Önemli olan fareyi tutmasıdır." Şimdi de belli ki birisi bunu Zico'ya aynen söylemiş. Doğrusu iyi yapmış. Hoca da cesaretle dün akşamki kadroyu sahaya sürmüştü. Taraftarların çoğunun ismini unuttuğu, bir kısmının yeni gördüğü oyunculardan kurulu kadro, birlikte oynamanın sonucunu almaya çalıştı. Fenerbahçeli oyuncularda futbol açlığı, arzuya ve isteğe dönüşmüş isimlerden oluşmuştu. Kemal, Selçuk, Vederson, Ali Bilgin ve Uğur'un süratli, presli ve tempolu başlangıç yapmaları 7. dakikada F.Bahçe'ye golü getirdi. Semih'in 15. dakikada attığı ikinci golle futbolcular da, kenar yönetimi de, tribünler de rahatladılar. F.Bahçe'nin dominant futbolu Gaziantep karşısında 32. dakikaya kadar sürdü. Sonraki dakikalarda kırmızı siyahlılar Fener kalesini zorlamaya başladılar. 45'te G.Antep, Meksikalısı De Niglis'in kafasıyla skoru 2-1'e taşıdı.
C. Kazım, yeni Yattara olur Fenerbahçe'nin yeni transferlerinden Colin Kazım değişik stiliyle ve kurnaz futboluyla adeta ters gardlı bir boksörü andırıyordu. Eğer çalışırsa ve katkısını 90 dakikaya taşıyabilirse ilerde çok daha yararlı olacağını ortaya koydu. Colin Kazım eminim ki yeni Yattara gibi olacaktır. Dilerim ki huyu ve istikrarsızlığı ona benzemesin. F.Bahçe'de forma şansı bulan yeni transferlerden Gökhan ve Yasin hiç de uyumsuzluk yaşamadılar. Uğur-Aurelio değişikliğinden sonra Aurelio sakatlanınca oyuna dahil olan Gürhan diğer gençlerden hiç de az alkışı hak etmedi. Antep'in ligin henüz 2. haftasında bu kadar sert oynamasının nedenini ise çözemedim. Ve futbol adına içim şimdiden yine daraldı. Bundan sonrası için belli oldu ki F.Bahçe'de fareyi tutmak için kedinin ne siyahına, ne de beyazına ihtiyaç var. Grisi herhalde en makbulü olacak.